Bazen sorduklarımdan biridir bu: Şart mıdır anlaşılmak?
Bence değil, hatta hiç değil. Hem öyle olsaydı damarlarımız dünyaya dört kez dolaşacak yapıda olmazdı zaten,değil mi ama?
Ayrıca lüzum mu var anlamaya birini; güneşin doğuşunu ve batışını izlemek, hilâli, dolunayı, yıldızları ve yakamozu seyretmek, sabah serinliğinde kuşları dinlemek, memleketten biraz uzaktayken gelen o tuhaf his eşliğinde etrafa bakarken ortamı bir tablo gibi hissetmek varken...
Sahiden herkesin birbirini anlamaya ve anlaşılmaya lüzum mu var???