Karşıdan karşıya geçmeye çalışırken tuttuğu el rahatlatıyordu. Abisinin kendisine küçük bir kız çocuğu muamelesi yapması çok hoşuna gidiyordu çünkü. Doğan görünümlü şahin beyaz arabanın sıkı sıkıya tuttuğu elin kendisinden uzaklaştırmasıyla donuklaştı o an. Beyaz arabanın kaportasında kırmızı lekeler oluşmuştu kısacık bir süre de. Yolun ortasında ki abisine koşarken beyaz arabanın hızlıca uzaklaşmasına içerlemişti.
Üzerinde çalıştığı dosyaya bakarken geçmişe daldığını fark ederek irkildi. Gözlerini karşısında ki saate çevirirken hazırlamış olduğu SUÇ PSİKOLOJİSİ tezini geçirdi zihninden. Kusursuzluğuna inandığı tezini hazırlarken beyaz arabanın üzerinde ki kan lekelerini çıkaramamıştı aklından.
Saat 16.00 idi. Gözleri irileşmişti. Sandalyesinden doğruldu hızlıca. Hazırlamış olduğu teze ödül biçilecekti bu gece. Odasına doğru ilerlerken heyecanlanmıştı istem dışı. Tören için hazırlamış olduğu kıyafeti üzerine geçirdi. Mavi gözlerinde canlanan ummanda canlı ve diri görünüyordu. Üzerine oturan turkuaz elbisesinin gözlerini daha da ön plana çıkardığını düşündü.
Aynanın karşısına geçti. Saçlarına fön çekerek istediği şekle bürüdü. Sehpanın üzerinde ki mücevher kutusundan inci kolyesini çıkarırken duraksadı. Annesinin kolyesi olması nedeniyle bu kolye hazinesiydi. Annesinin ölümü üzerine kendisine kalan bu nadide kolyeyi boynuna dolarken gözlerinden akan incilere engel olamadı. Alacağı ödülü düşünerek kendini telkin etmeye çalışırken ödülü annesini gururlandıracağını düşündü.
Makyajını yaparken babasının yanında olamayacak olmasını yediremiyordu kendisine. Londra da yaşamaya karar verirken kendisini yalnızlığa sevk etmesine kızdırıyordu her seferinde. Düşünmemeye çalışarak çıktı odasından. Zihninde şuan sadece alacağı ödül vardı.
Garaj da bulunan arabasını çıkardı. Ödülüne doğru ilerlerken kendisini güçlü hissetti. Çok vakit harcamış olduğu tezinin ödüllendirmesi emeklerinin karşılığıydı muhakkak. Bir sonra ki tezinin konusunu düşünüyor olmasına güldü biran. Ödülle doymuyor olması kendinin suçu değildi. Törenin yapılacağı mekâna geldiğinde kendi için hazırlanmış koltuğa oturdu. Karşısında ki sahnenin ışıklandırması tek kelimeyle mükemmeldi. Sahneyi incelemeye konsantre olmuşken sahne de beliren kısa boylu, çökük omuzlu adamın keskin bakışlarıyla karşılaştı kendi bakışları. Gözlerini adamın üzerinde gezdirirken kahverengi takımın içindeki kahverengi gözlerin etrafa ışık saçtığını düşündü.
Konuşmaya başlayan kahverengi gözler etrafı derin sessizliğe boğdu. Gür sesinden çıkan cümlelere aldırmadan sahnede ki kahverengi gözleri seyrederken GİZEM SEZGİN cümlesiyle irkildi. Bakışlar kendi üzerine çevrilirken kahverengi gözlere sahip olan beyin yüz çizgilerinde ki gülümseme onurize etmişti kendisini. Ayağa kalktı. Sahneye doğru ilerlerken önünden geçtiği profesörleri selamladı.
Sahneye çıktığında kahverengi gözler:
“ SUÇ PSİKOLOJİSİ üzerine hazırladığı tez ile basının ve rektörlerin dikkatini çeken Gizem SEZGİN’ e ödülünü Kenan TUĞHAN kendi elleriyle verecek… Alkışlarınız Gizem SEZGİN’ e…”
Sahneye adımını atan kır saçlı, geniş omuzlu beyin eline tutuşturulan ödülü Gizem SEZGİNE uzatırken ; “ incelemiş olduğumuz tez de bir kusur bulamadığım için kendime ve arkadaşlarıma kızıyorum.” Derken yüzünde öğrencisinin mükemmel yetiştirmiş olmanın verdiği gurur vardı.
Gizem hocasının kendisine duyduğu saygıyı hissetti. Gözlerini hocasının gözlerine dikerek “ Hayatım boyunca sizi ve arkadaşlarınızı kızdırmayı umuyorum “ dedi. Ardından gözlerini kaçırdı hocasından. Her zaman saygı duyulmak istiyorum diktesi vermenin mahcubiyeti vardı üzerinde.
Elinde var olan ödüle baktı. Gülümseyerek tekrardan hocasının gözlerine bakarak, “Bir sonra ki tezim de karşınız da olma dileğimle hocam ayrılıyorum şuan aranızdan” diyerek ayrıldı sahneden ağır adımlarla.
Koridor doğru ilerlerken karşısına çıkan erkeği süzdü. Alaycı bir ifadeye bürünerek , “Serhan ATEŞ” alaycı bakışları ses tozuna da ilişmişti.
Karşısında bulunan yeşil gözlerden öfke okunuyordu. “Bu ödül senin hakkın değildi” derken gözlerinde ki öfkenin dışa yansıması gibi gür çıkmıştı ses tonu.
Gizem gülümseyerek “ Evet haklısın canım bu ödülden çok daha fazlasını hak ettim ben!” Karşısında bulunan öfkeli erkeğe baktı daha yakından “ Biliyor musun öfkeden kudurmuş köpeklere benziyorsun? –gülümsemesini yüzünde yaydı- “yeşil gözlerin kırmızıya dönüşmüş dikkat et!” –parmaklarını Serhan’ın omuzlarında gezdirirken “iyi akşamlar” dedi. Parmaklarını sertleştirerek itti Serhan’ı ve koridor da ilerlemeye devam etti. Arkasında bıraktığı Serhan’ın psikolojisini düşünmekten haz almıştı.
Çıkış kapısına ulaştığında kendisini çok daha iyi hissetti. Arabasına binerken Serhan’ın son halini getirdi gözünün önüne. Rakibine karşı her zaman acımasız olmanın kendisine verilmiş bir ödül olarak düşünürdü. Elinde ki ödüle baktı. Ardından elinde ki ödülü yanında ki koltuğun üzerine fırlattı. Arabasını çalıştırdı sahip olduğu ödülü ıslatacaktı bu gece. Arka koltuğa yerleştirdiği biralara göz attı. Arabasını sahil yoluna kırarken “ Bu gece benim” sesinde ki bencillik arabanın içini sarmıştı.