Seni seviyordum, hala seviyorum. Bunu sana söyleyemesem de artık, biliyorsun değil mi? Sana inanmadığımı, artık olmayacağını söylesem de hep tekrar beraber olacağımıza inandığımı biliyorsun. Senden sonra kimsenin bana meleğim demesine izin vermedim. Kimseye onu sevdiğimi söylemedim. Her gün fotoğraflarımıza baktım. Gözümden eksik olmayan yaşlar bir süre sonra dökülmez oldular. Kurudu gözlerim sensizlikten. Sana hiçbir zaman git diyemedim. Bunu isteyemedim. Ama sonunda sana ağlayarak “ne olur git” dediğimde canımı bu sefer ne kadar yaktığını tahmin edebiliyor muydun? Sana sıkı sıkı sarılıp neden yaptın demek ama yine de seni bırakmamak isterken, ağlaya ağlaya git demek hayatımda yaptığım en zor şeylerden biriydi belki de. Son kez buluşup sıkı sıkı sarıldığımızda gitmemi istemediğini söylediğinde artık olamayacağını söylediğimi biliyorum. Ama hep tekrar biz olmayı istediğimi ve o günü deliler gibi beklediğimi.. Bunları biliyorsun değil mi? Nereye gidersem gideyim seni de yanımda götürüyorum. Sesin hep kulağımda, kokun hala burnumda. Ellerim buz gibi, dudaklarım çatlamış yokluğundan. Kalbim parçalanmış hasretinden. İçimden geçen dön diye yalvarmakken yapabildiğim tek şey sensizliğe alışmak için deli gibi çabalamaktı. Beceremedim. Çok üzerdin, çok güzeldin. Dön. Bak buradayım. Gidemedim senden..