55 gün sonra yavrumuzu kucağımıza almıştık, uzun bir bekleyiş ve özlemin ardından eve getirmiştik...
Bütün aile etrafında toplanmış kendince fark edilmek için garip garip sesler çıkarıyordu..
Kokusu evi sarmış eve mutluluk ve sevinç getirmişti.. Aile saadetinin temelini daha da sağlamlaştırmak için Rabbimin bize lütf ettiği küçük mucize....
Artık alacağımız her kararda onuda göz önünde bulunduruyorduk, sehere idlibe gidelim mi dediğimde "Bilmemki şimdi havalar sıcak,yolda başına bir şey gelmesinden korkuyorum " demişti.
Memleket hasretiyle yanan seherim bile evlat söz konusu olunca yüreğine taş basmaya razı olmuştu...
Gözü evladından başkasını görmuyordu , evdeki bütün planlar minik misafirin yaşayışına göre dizayn ediliyordu...
Banada kanepe yolu gözükmüştü, beşikte başına bir şey gelir diye , bizim yatağımızda yatırıyordu seher... Banada "sen istersen salonda yat gece üzerine battaniye felan gelir boğulur Allah korusun" demişti.. Evlat söz konusu olunca, insan herşeyden ferağat ediyor çaresizce...
Uykusuz gecelere rağmen herkes hayatından memnundu.
En acayip olan şeyde uyutmak için saatlerce efor sarf edip, o uyudukdan sonrada karşısına geçip onu izlemekdi..
Seher mislina doğdukdan sonra daha da mutlu olmuş ,hayata daha sıkı sarılmıştı.
Bir ara "seher hanım bakıyorumda, benim papucumu dama attın. Yoksa aşkın bitti mi ?"
Dedim gülerek.. mislinaya mama hazırlıyordu. Biberonu kenara koyup yanıma geldi "Allah korusun o ne biçim laf, elimden tutarak seni biraz aksattım Özür dilerim ama bu yürek durmadıkça sana olan aşkım bitmez " Ben " şaka yaptım Birtanem çocuğumuzun sana daha çok ihtiyacı var, o daha masum bir melek dedim.
Mislina 7 aylık olunca idlibe gitmeye karar verdik Babam " oğlum gitmeseniz mi? Diyorum durum pek iç açıcı değil " Biliyorum baba inşallah sağ salim gider geliriz siz yeterki duanızı esirgemeyin bizden " dedim
İstanbuldan uçakla Gaziantep'e geldik ordan araba kiralayip reyhanlıya geçtik. Seherin abisi arabayla sınır kapısının öbür tarafında bizi bekliyordu. Seher " mislinaya telin öbür tarafını işaret ederek " bak kızım burası annenin vatanı, ben bu topraklarda doğdum" diyerek sohbet ediyordu.
Sınır kapısına vardığımızda abisi ve yeğenleri karşıda bizi bekliyor el sallıyorlardı. Seher abisini görünce gözyaşlarını tutamamış ağlıyordu.. işlemlerimiz bitti kapının öbür tarafına geçtik. Mustafa " şükür kavuşturana sizi hiç göremeyeceğiz diye çok korktuk ailece hoşgeldiniz sefa getirdiniz " dedi
İdlibe ayak bastığım zaman eski anılar canlandı gözümde bir taraftan seheri izliyor diğer taraftan da onunla burada geçirdiğim günleri hayal ediyordum.. Şimdi düşünüyorum da benimki tam bir delilikmiş diyordum kendi kendime. Reyhanlı ile idlib arası yaklaşık 1.5 saat sürüyordu ama yolların bozuk olması ve güvenlik nedeniyle biz 4 saatte ancak vardık idlibe.
Sehere dönüp otobüs durağını işaret ettim.
Bana bakıp gülümsüyordu abisinden utandığı için birşey söyleyememiş ama bana bakması bile yetmisdi.. başladığımız yere tekrardan geldik güzel hatıraların yanı sıra acı geçmişinde var bende diyordum idlib..