Bir gecede,
gönlümde bir çığlık yükselir,
sessizce yankı bulur,
fakat kimse duymaz.
Bazen sesler,
kendi içinde kaybolur,
yıldızlar kadar uzaklaşır,
gözlerimizde kaybolan bir hüzün gibi.
Her sözcük,
bazen en derin acıları saklar,
bazen de nehir gibi akar,
ama iz bırakmaz.
Ve o iz,
bir zamanlar kalbimizi okşayan,
şimdi geriye dönüp baktığımızda,
sadece bir anıdır.
Sessiz çığlıklar,
kimseye duyuramadıklarımızdır.
Bir adım daha atarken
gözlerimizdeki korku
yavaşça silinir.
Ama kalbimizde,
kaybolan her kelime
yavaşça büyür,
gölgesini bırakır,
geçmişin her anısında.
Ve belki de,
sessiz çığlıkların en büyüğü,
bizi asla duymazken
kendi içimizde yankı bulandır.
Kapanmış her kapı,
açılmaya bir adım daha yaklaşır.