Bir gün Fenerbahçe - Galatasaray maçını beraber izleyeceğiz, sen sürekli mısır patlatmamı isteyeceksin, aynı koltukta, aynı battaniyenin altında, sadece ikimiz, uyuyakalacağız.. Gece uyanıp beni yatağımıza taşıyacaksın, yanıma yatacaksın.. Ben habersiz bir tebessüm edeceğim... Ve sabah.. Bu sefer ben uyandım. Seni uyandırmaya kıyamayacağım, salonu toparlayacağım biraz.. Ardından kahvaltıyı hazırlayacağım. Omlet! Sen çok seversin... Sonra bir şey hissediyorum , sessizce gelip bana belimden sarılıyorsun... Önce korksam da sonra fark edeceğim, sendin bu.. Çayları dolduracaksın.. Kahvaltımızı edeceğiz. Ben sana ellerimle yedireceğim zeytini, peyniri... Ardından bulaşıkları beraber yıkayacağız. Köpük savaşı yapacağız.. Sen traş olurken, ben Balkondaki çiçekleri sulayacağım. Sonra ben iş görüşmen için kravatını seçeceğim. Kapının ucundayız, ikimiz.. Seni öpeceğim, ve sen bana " kendini özletme bebeğim diyeceksin" .
Ne olurdu hayal gücüm bu kadar geniş olmasaydı? Canımı yakan özelliklerin hepsi bende toplanmış . Bunun gerçekleşeceğini mi sanıyorum ki ? Safım, hayalperestim, saplantılıyım, SALAĞIM, düşünceliyim... Hayallerim rüyalarıma bile girmiyorsa, ben umutsuz bir vakayım. Ben aşığım.. -Lara Hayes