Ve birgün yüreğinin kapısı çalınır.
Sen her şeye olan inancını gömmüşken çıka gelir bir anda.
Ayak sesleri korkutur önce, öyle çaresiz çocuk gibi kaçırırsın gözlerini.
İlk önce yorgun başını kaldırır, öper alnından.
Buz kesmiş ellerini alır avucunun içine. Fısıldar kulağına "bana bırak kendini, ben varım artık" ürkek, güvensiz ama ip üstünde yürüyen cambaz cesaretiyle bırakırsın kendini.
Saçının dağınıklığı, yüzünün sabah mahmurluğu onun bakışlarıyla seni dünyanın en güzel kadını hissettirir. Yaptığın sakarlıklar onun gülümsemesiyle sevimlileşir, bir cümle arasında şiir fısıldar kulağina titreyen yaprak olursun parmak uçlarında.
Tum geçmişini gözyaşıyla dökersin avuç arasına, kapatırsın elini yavaşça.
Gölgen olur hep arkanda silüetiyle dolaşan... yavaş yavaş tebessümler belirir dudak kenarında.
Olmazlar oluverir yanında
Kadınına bahar sunan adam, bahcesine yağmur yağdırır.