SEVERKEN DOĞRU YAPTIĞIMIZI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ YANLIŞLAR
Bu sıralar yakın çevremden çok sık duyduğum bir soru bu. Yaşıma ve yarım yamalak tecrübeme dayanarak sizlere de aktarmak istedim. Çünkü sevgiye körelen, sevgisizlikten yozlaşan, ne yaptığını bilmeyen, nereye gideceğini unutan, sevdiğini zannedip sadece can acıtan bireyler olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Doğru olduğunu düşündüğümüz birçok yanlış var. Belki de bu gerçek sevgi ve gerçek aşk diye adlandırılan herkesin dört bir yanda aradığı bu duyguya bu yüzden uzağızdır.
1)
Dinlediğimizi zannetmek - En büyük sorun burada başlıyor. Hatta bir sevgi sürecindeki hataların hepsinin başı bu diyebiliriz. Bu madde yanlış yapıldığında sağlıklı bir iletişim ve duygu alışverişi mümkün olmuyor.
2)
Ben merkezci yaklaşım - Bir diğer hatalardan biri de kendinizi yerli yersiz onaylamanızdır. Ben şöyle yaparım, ben böyleyim, ben bunu dinlerim, ben oraya giderim şuraya gitmem gibi cümleler kullanmak size bir şey katmaz aksine sizden birçok şey götürür.
3)
Minik de olsa küçük yalanlara başvurmak - Pembe yalan diye adlandırılan, küçük yalanlara başvurmak.. Belki de bağımlılık yapan ve her şeyin fişini çeken aşamadır burası. İnsan bir seferlikten bir şey olmaz dediği her şey için başına birçok şey gelmiştir. Peygamber efendimizin bir hadisi vardır ki
"Şakadan bile olsa yalan söylemekten kaçınan insana cennetin tam ortasından bir yer için kefilim". Bir kere başvurulan bu küçük yalanlar gün geçtikte üstüne eklenerek daha da büyümeye başlar ve bir müddet sonra kontrolden çıkar.
4)
Umutsuz cümleler ve tükenmişlik halleri - İlgi görmek ya da kendinizi gizemli biri gibi lanse etmek adına başvurulan bir yöntemdir. Ancak son derece yanlıştır. Sevilen insan umutlanmak ister, sevilen insan umut bulamadığı bir ilişkiye hazırlamaz kendini. Ne kadar umutsuz ve tükenmiş durumda dahi olsanız sevginin amacı da budur yeniden doğmak, yeniden var olmaktır. Seviyorsanız eğer bu hislerin ortadan kalkması gerekir.. Çünkü sevgi yeni sayfaların hepsidir. Her gün tertemiz ve berrak bir sayfadan ibarettir.. Bu madde de çok büyük sorunlar doğurmakta.
5)
Özentilik ve klişelere çokça başvurmak - Günümüzde diziler ya da filmlerden kendimize birçok rol model insanlar ediniyoruz. Onların yaşayış biçimlerinden esinlenip yaptıklarını kendi hayatımızda uygulamayı deniyoruz. Bu güzel bir şeydir. Ancak sevgi ve aşk mecrasını rol model aldığınız bireylerinki ile aynı olması doğru değildir. Aşk, sevgi bunlar her dilde, her uygarlıkta, her dinde aynı anlama gelseler de herkes tarafından farklı yaşanan duygulardır. Sevgi ve aşk hazıra konmaktan ziyade kendinizce yeni bir şeyler üretmektir. Farkınızı ortaya koymanızdır. Bir kalpte kalıcılığın en yegane şartı sizi herkeslerden ayıracak farklı tarafınızı karşı tarafa hissettirebilmenizdir. Özel insan dediğimiz kesim bunları başarmış insanlardır.
6)
Kendinizden emin olmadığınız halde bunu inkar etmek - Son ve en önemli madde. Günümüzde bu yüzden nice yuvalar yıkılıyor bir bilseniz.. Sadece bu madde için farklı bir yazı yazacağım hatta. Bizler minik yalanlara başvura vura kendimizi de bu yalanlara inanır ettik. Sırf anlık bir tutku için kendinizi birisi ile bir hayat paylaşmaya hazır hissetmeniz hislerinizin size oynadığı birer oyun desek yanlış olmaz. Anlık gelen tutku ve hislerle ömürlük kararlar alınmaz, alınamaz. Zaman her şeyin ilacıdır, beklemek zor olsa da insanın beklemesi gerekir. Kendisinden emin olmak isteyen biri beklemeyi göze alması gerekir. Duygular anlık bile değişebilen şeylerdir. Beklemek bu duyguların gerçekliğini gösteren bir yöntemdir. Zamana bile meydan okuyorsa hisleriniz ömür de paylaşırsınız, hayat da verirsiniz hatta hayatlara hayat bile olursunuz. Bekleyin,
"Sabrın sonu selamettir"
Her şeyden önce gelen bir şey de dürüstlüktür. Gerçeklikten uzak insanlar gerçek olan hiçbir duyguyu, hiçbir şekilde yaşayamaz. Gerçeklikten uzak insanlara aşkın da, sevginin de, mutluluğun da gerçeği gitmez.
SEVGİLER.