Sevmek,fazlaca bir aydınlıkta kör olmak gibidir
Tanıdığın, bildiğine yabancı...
Bir bakışın, iki anlama gelmeye başlaması ile,
Sonuna gelirsin bölüp çoğalttığın bir ayıbın...
Ki bu 'ayıp', bir vakitler resmi işçisiydi sevdanın
Denize olta diye gözlerini atardı,
Sonra da uzun uzun gözlerinmiş gibi, denize bakardı
Seni düşünmek yani
Yemeğe tuz eklemeyi unutmaktı
Yağmur yağarken çamaşır sermek,
ve aynı anda yağmuru seyretmekti...
Kokusu sırf saçlarına benzediği için üstelik
Geçici ama pek hoş bir sarhoşlukla...
Yaptığı her işte bir 'noksan' olma hali
Emekleyen bir duruş duygularında
Elinin titremesi, bahane aramak baş dönmelerine
Senden önce nerde kaldığını hatırlamamak yaşamın
Senden sonrası hakkında hiçbir fikri olmamak
Aşıksın ya, artık güçlüsün, sonsuzsun
Haddini aşabilir umudun
Kafa tutmak mümkün sanırsın hayata
Ah kim anlayabilir insandan başka,
İnsandan başka kim inanır aşkın da bir gün son bulduğuna...
---------------------------------------------------------------------
Ey Diyojen, fenerini söndür !
İnsanın, 'bulunmak' istemediği bir çağ bu...
Sevgili Nietzsche, sana da kötü haber 'Tanrı ölmedi', yaşıyor; çekeceğin var...
Sana sözüm yok hatta ödünç ver inançlarını,
Ey mütevekkil derviş,
Hiç değilse bir gece rahat uyuyup, dingin uyanayım...
Gör ki, zamanın nasıl geçtiğini unuttuğum bir gençlikten,
Vakti hesaplara böldüğüm bir ihtiyarlığa uyandım
Kendi aklımı çeldim sonunda;
Ve bütün hesapları 'affederek' kapattım...
---------------------------------------------------------------------
Göğsünde taşıyor musun sen de sessizce giden ömrü?
Taşıyorsan merhaba, bu şiirin akranısın...
Hadi, birlikte affedelim,
Bunca öfke sırtımıza yük...
Ruhumuz aynı soydan, bütün terkedilmişlerle...