Her zaman sevilmek isteriz.Menfaatsiz ve vefa ile kuşatılmış bir sevdaya nail olmayı dileriz.Gönlümüze; sevmenin, sevilmekten daha iyi geleceğini unutarak, bizim sevdamızın bize yeteceğini dahil etmeyerek günlerimizi tüketiriz.Oturduğumuz yerden yorulur, duyguların en acı taraflarıyla yoğruluruz dururuz.
Asıl sevda kalbimize bir zuhur etse, bir dokunsa şöyle en merhametli rüzgarımsı tavrıyla; işte o zaman sevdanın ne demek olduğunu anlayacağız.Çünkü asıl sevmek, yanında hiç bir şeye ihtiyaç duymaz.Asıl sevmek, katıksız ve karşılıksızdır.Asıl sevmek, imkansızlığı hesaba katmaz ve olumsuz ihtimaller uğruna yok olmaz.
Gönlümüz sevilmekten çok sevmeyi beklerken neden sevmek için sevilmeye ihtiyaç duyarız anlamıyorum.Ya sevmeyi bilmiyoruz ya da sevmeyi sevmiyoruz.Biz sevmenin ne demek olduğunu anlayamıyoruz ve sevilmemenin faturasını da sevmeye kesiyoruz.
Demem o ki; ne olursa olsun sevmeliyiz.Karşılığını alamadığımız zaman sevmeyi bırakacaksak o sevda zaten gerçek sevda değilmiş demektir.
İnsan sevdasız ve sevda da insansız yapamaz.Kalpler, Allah ve Resûlü başta olmak üzere; sevmeden çarpıp da kalp diye atamaz..
Temiz sevdim seni Aşekâm..
Bir okadar da temiz bekliyorum.