Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün
Gâh câmı pür zehîr şu cefâlardan içmişiz
Gâh câmı pür sihîr şu sefâlardan içmişiz
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Gûyende-yi kizb ol bana kim kîni mi varmış
Gûyâ bu fitenden kala kim dîni mi varmış
Varsun hele kîl kâl sözü lâf olmağa değsin
Vâreste-yi derdim bu defâ` tîni mi varmış
Me`mûru mudur bende-yi tezgâhına şeytân
Şeytân dahi hayretlere dûçâr nesi varmış
Zînhâr bu fezâlarda da görsem seni ma`sûm
Dönmem bu yeminden neye hem çîni mi varmış
Âh nevbeye vursun gene sâf tevbeler olsun
Ânun hele bak tevbeye hîç hîni mi varmış
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Yalnızlığa düştük şu cihân içre yetîmiz
Sahrâlara kandık şu zemân içre yetîmiz
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Görsün bizi serheng-i cihân gayru yetîmiz
Bî ser kala kaldık şu zemân gayru yetîmiz
Gözler mi aceb rahm u fihâmlan bizi yezdân
Çünkim şu cihân içre elân gayru yetîmiz
Eyler mi kabûl hiç bu gönül konduramazken
Söylenmeğe yok hâl-i zebân gayru yetîmiz
Bî hadd-i sütûn kim dayanır lutfuna kaldık
Tîz ayrılığın gönle gümân gayru yetîmiz
Küstük dili gömdük seni sevdik diye yittik
Devrân-ı felek düştü sühan gayru yetîmiz
Müfteilün / Müfteilün / Fâilün
Göklere mi`râç ediversen de sen
Göklere mi`râcını seyr etmezem
Tâc-ı acem bolsa sefâ sunsa da
Mülk-i acem tâcını men giymezem
تاج عجم بولسە صفا صونسە دە
ملك عجم تاجینی من گیمەزم
Mülk-i cihân bolsa eger dönmezem
Tâc-ı cihân bolsa da heç baxmazam
Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün
Gâh câmı pür zehîr şu cefâlardan içmişiz
Gâh câmı pür sihîr şu sefâlardan içmişiz
Müfteilün / Müfteilün / Fâilün
Bâde-i aşktan gene gel nûş idek
Bezm-i elestten söze gel hûş idek
Geç bu cefâdan gece gel hap çekek
Mutribi rakkâseyi sarhûş idek
Mef’ û lü / Me fâ î lün / Mef’ û lü / Fe û lün
Ey yâr seni sırdâş ettim kendimi vîrân
Verdim sana ömrümden geçtim nice pîrân
Kızgınca demirler dövdüm harlı ateşten
Kanmış kıza nârın renginden daha gîrân
Yandım vuruşurken bir gün korlu alevden
Hengâmede kaçtım bir fırsat bula nîrân
Gördüm kara günden pâk ejder beni bekler
Urgan örü verdim belden geç öte sîrân
Tuttum kanadından mehtâb oldu bu ejder
Tuttum sana nûrdan indim arza ke şîrân
Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûl
Cefâ sancımın nârı sönmez bugün
Gamım pür mücellâya dönmez bugün
Dehânım güler sîne çâk ağlarum
Şu zahmim derûn anlu pâk ağlarum
Fezâlarda âyân cevâb bilmezem
Bu leylâya râm rûh-i âb bilmezem
Benüm fasl-u nevhicretim gelmeyir
O dostlarla sâf sohbetim gelmeyir
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Kandım sana cânân gene aşk tevbesi tutmaz
Aşkdan gele bezmgâhını şol nevbesi tutmaz
Müfte’ilün / Fâilün / Müfte’ilün / Fâilün
Gitme gönül hâr-ı dünyâlara saldın beni
Sen de mi yâr nâr-ı sahrâlara saldın beni
Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
Halk-ı eflâk bir taraf dursun bu dilber başkadır
Secde eyler şems cihân duysun bu dilber başkadır
Tüm nucûm eyler tavâf ecrâm-ı âlem seyreder
Ol cihân tekrâr be ân dönsün bu dilber başkadır
Cümle tâirler kanat çırpsın semâdan ârşa dek
Âna hem ânkâ-yı kâf konsun bu dilber başkadır
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Soldurdu o bir lahza bakış beni senden
Her gün soluyordum seni fânî nefesimden
Ben dün gece geldim yine yıldızları düzdüm
Hayretlere düştüm seni sevdim de mi üzdüm
Sustum dona kaldım ve dönüp bir daha baktım
Oysam seni sevdim diye âlemleri yaktım
Bir bûsene dünyâları versem değecek mi
Sahrâlara dalsam seni sevsem değecek mi
Mehtâba inat sevmeye geldim seni her gün
İster gireyim türlü kesâfetlere her gün
Özrün dahi pâk sînede âzâr-ı kabâhat
Hoş lutfumu senden çekerim sâr-ı sabâbat
Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
Bahr-i haşnım şems-i hârım gönlü vîrân etme gel
Sana aşkım söyledim sen gayrı pişmân etme gel
Sen habîbemsin bahârımsın nigârımsın bana
Gönlü sen râhâna serdin n`ol perîşân etme gel
Hoş sözün düştüm letâfet birle örttün sen beni
Hoşça heycân isterim her leyli yeksân etme gel
Rûy-ı cânânım dırahşân mihr-i bânımsın benim
Söyle kıskansın rakibler gayrı pinhân etme gel
Aşka isnâf isterim hem zahme dermân isterim
Lutf edersen sen buyur dermânı hicrân etme gel
Sendedir misk gayrı senden başka reyhân istemem
Bunca ısrâr şâhın eyler cânı sultân etme gel
Sevdik ammâ tapmadık sevdim diyen sevdim desin
Çepniyâ sevdik diyen hiç sende bühtân etme gel
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Göñlüm sana küskün dil-i gattârın utansın
Serdin beni sen yerlere âsârın utansın
Hoşsun yine ammâ beni yeksân ediyorsun
Kim böylesi harbin yene serdârın utansın
Sen gözleri â`mâ kılıyorken bana baktın
Bir lahza bakışlarla bu enzârın utansın
İnsâf dilerim çok mu görürsün bunu benden
Dermân da dilendim sana dilzârın utansın
Gitmek mi dilersin bu göñülden sana al yol
Dönmek mi dilersin bana pûh ârın utansın
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Göñlümde bu Leylâ akılalmaz beni mecnûn
Gel gör beni gurbette ne mahzûn ne de memnûn
Bî âb-ı cihândır bu ne âr var ne de nâmûs
Sarsın göğü kartal yeri bozkurt ne de mesnûn
Yanmış bu göñül mülkümü söndürmeğe âb yok
Bir gurbet-i nâlânı devâ etmeğe tâb yok
Mef’ûlü / Mefâîlün / Mef’ûlü / Feûlün
Leylâ diye Mecnûnlan dünyâlara küstük
Biz bir su için heyhât deryâlara küstük
Her leyl-i cefâmız gamdan sırr-ı vebâdır
Âyân idi ondan biz hülyâlara küstük
Gâh sînede pür-gam gâh gözlerde hüzündür
Ger hücre-i ebdân ol kimyâlara küstük
Zümrüt dahi kıymetten düşmüş neki altın
Sarraf gibi olsan hîç simyâlara küstük
Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
Açsa əvvəl şâhı pîşgâhından beyâz bir hamle taş
Sürse şâhıŋ şâha bir fil həm vezîr mat çün savaş
Kıl çoban şâyet siyâh görmüşse lâzımdır ricat
Kur zemîniŋ hər cenâhıŋ sən tehakkümlen savaş
Gör rakîbiŋ hamlesinden şâhı sən tîz eylə mat
Bir şehenşâh çıksa meydân şâha kalmaz şol savaş
Hamle çəksən fîl ilen yek şâha kalkar şâha at
Sürsün ân meydâna şâhın bir vezîr ânlan savaş
Tutma meydânuŋ piyonsuz sedd-i şâhındır bu taş
Kal`alar dursun bu şâhıŋ burcudur muhkem savaş
Sür mübârek tahtı sən duysun əvvəl şâh ve mat
Varsa püskürtsün bu hamleylen bitər şâh həm savaş
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Bir vâhla gönül hânemi vîrân edesim var
Yerden göğe şol gönlümü yeksân edesim var
Gelsin şu felek gurbeti müzdâd kılı versin
Ol gurbeti bir çok kere zindân edesim var
Sorsan bana esrârını bilmem mi sanırsın
Âh indi tüm esrârını âyân edesim var
Söylenmeğe yer yok gibi bir kuytuda bendim
Issızca duran kûşede nâlân edesim var
Anlık çekilir gökte bulutlar ve görürsün
Hakkın sözü ben kendimi sultân edesim var
Şeytân gibi isyân ediversem sana nefsim
Gönlüm duru dizgin sana burhân edesim var
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Ağlar bu göñül derdime hem-dert bulasım var
Dağlar bu göñül kendini hem dert bulasım var
Sahrâ-yı cihân kaplasa dil mülkümü kökten
Issız kuru çölden baña dil-mert bulasım var
Pinhân ediyor bendini benden güzelim yâr
Gözlerde letâfet huyu hoş sert bulasım var
Engince deñizlerde yüzerken görü versem
Pûr inci gibiyken yüzü sâf fert bulasım var
Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün
Bu derd-i sû-yi cihân ağlasın bi ben gülerim
Verâ-yı gurbeti yâr dağlasın bi ben gülerim
Geçen bu sohbet-i yârânı duysalar duramam
Dehân bu setrini kör bağlasın bi ben gülerim
Zemîn-i tâb olacak bastığım zemîn gelecek
Huzûru mahşere dil yağlasın bi ben gülerim
Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün
Göñlüm saña mahcûb yine pişmân beni affet
Döndüm yine sevgim saña ummân beni affet
Bitmez mi tükenmez mi bu aşkım saña geldim
Geldim ve dilendim saña dermân beni affet
Dönmem bu sefer söz saña geldim seni sevdim
Âzâdıma ver sen yine fermân beni affet
Lutfun da boğulsam dahi kahrından yorulsam
Kıl tevbemi makbûl adı Rahmân beni affet