ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?
Hayatımızda yaptığımız en iyi(!) şeylerden biri de ertelemektir. İyi derken fayda anlamında değil, sürekli bunu başarabildiğimiz manasında söylüyorum.
Bu ertelenen şey, yaşamımız için büyük önem arzeden bir durum da olabiliyor, günlük ufak tefek işlerimiz de olabiliyor. Diyelim; ödenmesi gereken bir faturamız var. Hemen son ödeme tarihine bakarız, malum Türk usulü geleneksel düşüncelerimizden biri belirir hemen zihnimizde: ‘Aa bunun son ödeme gününe daha varmış.’ Böyle düşünür, bir de ardından büyük sevinç duyarız.
Halbuki o fatura ödenmedikçe zihnimizin bir köşesi hep takılı ve huzursuzdur. İkide bir aklımıza gelir, ‘son gün ne zamandı ya hu! aman geç kalmayalım!’ vs vs..
Bunları düşünülerek hem beynimiz yoruyoruz, hem boş yere kendimizi huzursuz, mutsuz etmiş oluyoruz. Sonra da oturup kaderimize saydırıyoruz. ‘Ben ne şanssız bir insanım da, neden mutlu olamıyorum da, her olumsuzluk beni buluyor da!’ şöyle de böyle de. E bulur tabii ki! Çünkü planlı bir hayatın yok.
Her ne iş yapıyorsak yapalım, ister yalnızca ev emekçisi olalım, sabah kahvaltımızı yaptıktan sonraki yapacağımız en önemli şey; bir günlük plân yapmak olmalı. Küçük de olsa kendimize ait bir ajandamız ve kalemimiz olsun. Bunun olması bile kendimizi önemli ve mutlu hissetmemizi sağlayacaktır.
Planımızı yapmadan önce bir motivasyon videosu izlemek ya da yazısı okumak yapacağımız işler için pozitif enerji depolamamızı sağlar.
Sıra geldi plânlamamızı yapmaya. Bizim için aciliyeti olan işimizi ilk sıraya koyuyoruz. Sonra önem sırasına göre yapacaklarınızı not ediyoruz. Yazarken de şu tekniği kullanıyoruz; şimdiki zaman. Örneğin; ‘Dersimi çalışıyorum, yemeğimi yapıyorum, faturamı ödüyorum.” gibi. Böyle dediğimiz zaman, bilinçaltımız bu işi yapılmış olarak kabul eder, böylelikle işimizi yapmaya daha çabuk yönlenmiş oluruz. Hangi konuda olursa olsun ‘yapacağım’ dediğimizde onun gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Çünkü gelecek zamanı ifade ediyoruz, o gelecek te hiçbir zaman gelmiyor.
Mesela ben bu yazıyı; ‘ay yarın yazmam gerek, bugün olmasa da yarın mutlaka yazacağım, dur önce şunu bitireyim sonra yazıma geçerim.’ diyerek bilinçaltıma bu olumsuz sinyalleri yollasaydım belki de hiçbir zaman yazamayacaktım.
Öncelikle yapacağımız şeye, her ne olursa olsun onu zorunluluk olarak görmeyi bırakıp, bizim için faydalı , eğlenceli olduğunu düşünerek başlıyoruz.
Faturamızı şimdi ödersek rahatlarız, yemeğimizi şimdi yaparsak bütün gün ‘akşama ne yicez ya!’ diye sayıklayıp huzursuz olmayız, yazımızı şimdi yazarsak ‘bugün de hiç havamda değilim, ilham da gelmedi’ gibi gereksiz safsatalardan kurtulup, ilhamın beklemekle değil harekete geçmekle geldiğinin farkına varırız.
Unutmayalım. Sağlıktan sonra zaman bizim en değerli hazinemiz. Sağlığımızı geri kazanabiliriz ama giden zamanı asla geri getiremeyiz. O yüzden bugün kendimiz için bir iyilik yapıp bir ajanda ve kalem edinelim. Günlük işlerinizi yapıp, üzerini karaladıktan sonra ne kadar mutlu olup, özgüveninizin arttığını göreceksiniz.
İletişim: instagram: @nesekayan
facebook.com/nesekayan16