Yaşam büyük sırlar barındırıyor içinde dönüp duruyorum kendi içimde ,düşünüyorum düşünüyorum ,düşünüyorum çıkamıyorum işin içinden . Taşları yerine oturtamıyorum.Kırk fırın ekmek yesem de yok , olmuyor.Nasıl Bir varoluşsal sancı ki teselli etmiyor beni bir şey. Etrafım bir kozayla örülmüş gibi bulanık görüyorum her şeyi. Belki artık dönüşümün vakti gelmiştir. Biliyorum Kozamı delmem lazım, kelebek olup uçmam lazım görmem lazım ,renklenmem lazım. Başka türlü yaşamanın yolu yok. Anlamam lazım nasıl renkleniyor çiçekler, nasıl tatlanıyor kuru daldan biten üzüm... Nasıl bal yapıyor arılar ,nasıl esiyor rüzgar, nasıl yağıyor yağmur .Nasıl doğuyor güneş ve ay ve yıldızlar. Nasıl dönüp duruyor dünya yorulmak nedir bilmeden. Nasıl oluşuyor bir bebek küçücük bir pıhtıdan . Yere göğe sığmayan insan nasıl sığıyor karanlık, havasız ve daracık ana rahmine. Ne anlatıyor bütün bunlar bize . Kendimi bir bilgisayar oyununun içinde hissediyorum bazen. Biliyorum artık bu merakımı gidermem lazım , cevaplar bulmam lazım sorular her yerde dönüp duruyor kafamda her gün çetrefilli sorular. Çok susadım artık bilmeye . Bu öyle Bir susuzluk ki ne kadar okuyup araştırsam da denizden su içmek gibi daha da susatıyor beni. Cevaplara ihtiyacım var ne olur duy beni Allah'ım paylaş benimle sırrını ...