Sıradan bir elma, öyle değil mi?
Değil işte... Sıradan bir elma değil bu.
Yalnızca bir elma değil, elmadan çok daha fazlası....
Nesnelere anlam yüklemek her zaman iyi değildir. Baktıkça anıları hatırlar, kabuk tutan bir yarayı yeniden kanatırsınız. Her zaman iyi değildir bir şeylere bakınca birini hatırlamak. Bir süre sonra farkında olmadan tuttuğun o nefes ciğerlerini yakmaya başlar acımasızca. Evet, benim bir zamanlar yanımda olan o dostum da elmaları çok severdi. Her konuşmamızda 'Ne yapıyorsun?' sorusuna 'Elma yiyorum sen ne yapıyorsun?' diye karşılık verirdi. Bana kızdığında bile elmayla gönlünü alırdım. 'Elma ister misin?' diye sorduğumda gülüp 'Sana sinirliyim, hile yapma ve beni güldürme' derdi. Sonra beraber gülerdik. Ne olduysa oldu işte, bir şekilde koptuk birbirimizden. Öyle gerekti. Bazen durup düşünüyorum, acaba bazı şeyler de ona beni hatırlatıyor mudur? Ona eski dostum diye hitap edecek oluyorum yazılarımda ama sonra kendime kızıyorum. Görüşmüyor olsak bile eski değil o.
Sevgili dostum, belki de o son haftayı yaşamasaydık hala konuşuyor olacaktık. Özür dilerim, seni çok özledim. Ve elmalara bakış açımı değiştirdiğin için sana teşekkür ederim. Hoşçakal.