Şimdi hayallerimde kapının altından usul usul sızmaya başladı, şu kahvesi azalıp dolan biçare odamdan. İlham perileri sanırım işi bıraktı.
Koca gökyüzünde milyarlarca yıldızdan yalnızca biriyim. Nasıl parlarım bilmiyorum. Bozuk bir lamba gibi belli belirsiz, sanki yanıp yanıp sönüyorum. Ancak başını kaldırıp gökyüzünün o derin siyahına bakan görebiliyor beni. Görülmek istiyorum. Artık biri benim de sesimi duysun istiyorum. Söyleyecek onlarca şeyim var, yakından bakılırsa görülecek güzelliğim. Öyle korkuyorum ki... Ya fark edilirsem? Hem en çok istediğim, hem şu sancılı krampları karnıma hapseden korkular... Bundandır yanıp sönmelerim. Kararsızlığım. Bazan kendime kızgınlığım.
Artık binlercesinden biri olan buğulu bir yıldız olmak istemiyorum. Halkın ağzındaki o en parlak, o şaşaalı Çoban yıldızı olmak istiyorum.
Biliyorum, sızan hayaller kapıyı açıp yeniden gelecek. İlhamı cesurca karşılayıp çocuğum gibi sahipleneceğim. Bunca yılın silikliğine meydan okurcasına ışıldayacağım. Biliyorum, sıra benim sıram olacak. Bu defa Sirius ben olacağım.