SIRRî
Eziliyorum!
Birçoklarının vâkıf dahi olmadığı mânevî cinayetler işleyen bakışlar altında,
Çiğneniyorum!
Yanlışlıkla yahut haram lokmalardan lezzet alanların bencil ağızlarda,
Anlaşılmak için uğraşmıyorum, uğraşmamalıyım! Öğrendim ki kelimeleri öylece sarf edemem,
Şirin mi şirin cümleler istemsizce bir süvari kılıcına dönüşebileceğinden,
Susmak mı bu?
Yoksa bu sıradan bir suskunluk değil de intihar mı?
Gitmek bilmez miskîn hâller yığıldı gönlüme,
Ateş saçar bu hasret! Düşe kalka kıvâma gelmeyi beklerken,
Bu duruma içe dönük olmak mı dersin?
Yoksa sıradan bir içe dönüklük değil de intihar mı?
Hem artık ilhâm medresesinden icâzetliyim; yoğun hüzne gark olmamın neticesinde.
Düşünmek, konuşmak , susmak ve her bir davranış! Hepsi öylesine kıymetli ki,
Dirildiğim günden beri ölmekten korkmak bu! Ya ayaklarım kayar, ya kalbim kayarsa diye,
Yoksa bu gitgide büyüyen korkum sıradan bir korku değil de intihar mı?
İntihar kat’î bir şekilde ölebilmek mi dersin?
Ya da ne dersen de, kim ne derse nesin!
Bir ömür yüreğinde kor taşımaya râzı olmaktır bu,
Çilelere, heveslere muhâlefet etmektir velhâsıl.
Yine de yorar beni bu hâl,
Suskunluk orucu tutuyormuşcasına vaziyetim lâl,
Bana bir tesbih bir de şal,
Kalbime hoş bir yakarış işlemek niyetindeyim becerebilirsem, hoş bir kâl.