Sizin Kaç Misketiniz Kaldı?
Yoğun iş temposundan iyice bunalmış genç adam saatine baktı, vaktin hayli geç olmuştu. Neredeyse akşam olacaktı. Mesai saati belli olmayan adamın evine ne zaman gideceği belli değildi. Kendini çok yorgun hisseden adam, başını iki elinin arasına aldı, gözlerini sıkıca kapadı. Çok iyi kazanıyordu, iyi bir şirkette yönetici olan adam. Onun yerinde olmak isteyen birçok insan vardı ama aslında hayatı hiç de hayal ettiği gibi değildi.
“Bu nasıl bir hayat böyle!” der kendi kendine hayıflanır.
Toplantılar, iş seyahatleri, yazışmalar ve koşuşturmacayla, stres içinde bir hayat yaşıyor, hafta sonu dahi evine gidemiyordu. Ailesiyle vakit geçiremiyor, yakın arkadaşlarına ise hiç zaman ayıramıyordu. Sonunda etrafında eş dost kimse kalmayacağından korkuyordu.
İçini karamsarlık kaplamışken gözüne rafta duran küçük radyo takıldı. Biraz rahatlamak için radyoyu açtı. Biraz müzik dinledi. İyi gelmişti, kendini biraz daha iyi hissetmeye başlamıştı.
Müziğin bitmesinin ardından yaşlı bir adam konuşmaya başlamıştı ve elini radyoyu kapatmak için uzattığında birden durdu. İlginç bir teoriden bahsedeceğini söylüyordu adam:
Bin Misket Teorisi
Adamın anlattıklarını merakla dinlemeye başladı.
“Birgün oturup düşündüm. Boş boş düşünmedim, biraz da aritmetik yaptım. Ortalama bir insanın yetmiş beş yaşına kadar yaşadığını varsaydığımızda: Tabi ki bazıları daha az bazıları daha fazla yaşar. Ama biz herkesin yetmiş beş sene yaşadığını farz edelim. Bir yılda 52 hafta olduğu için, 75’i 52 ile çarptım ve ortalama ömre sahip kişinin tüm hayatı boyunca 3900 kez cumartesi yaşayacağını gördüm. Şimdi beni dikkatli dinlemenizi istiyorum. En önemli kısmına geliyorum. Bütün bunları detaylı bir şekilde düşünmeye 55 yaşında başlamıştım. Yaptığım hesaplara göre bu yaşıma kadar 2860’dan fazla cumartesi yaşamışım ve ortalama yetmiş beş yıl yaşayacağımı farz ettiğimize göre benim yaşayacağım cumartesi sayım sadece 1000 adet olacaktı…
Bir oyuncakçı dükkanına gidip dükkandaki bütün misketleri satın aldım. 1000 adete tamamlayabilmem için 3 mağaza daha dolaştım. Misketleri radyonun yanına her zaman görebileceğim bir yere, büyük, şeffaf bir kavanozun içine doldurdum.
O günden sonra, her cumartesi günü kavanozdan bir tane misket aldım. Kavanozdaki misketlerin azaldığını gördükçe, hayatımdaki önemli şeyleri daha fazla düşünüp önemsemeye başladım. Anladım ki, zaman hızla akıp gidiyor ve benim önceliklerimi düzene koymak ve yaşadığım zamanı daha kaliteli ve daha keyifli geçirmek için zaman azalıyor.”
Yaşlı adamın anlattıkları o kadar dikkatini çekmişti ki, radyoya kilitlenmiş şekilde ilgiyle dinlemeye devam etti. Yaşlı adam konuşmasının sonlarına gelmişti ve son sözleri şu şekildeydi;
“ Bu sabah kavanozdan son misketi de aldım. Eğer önümüzdeki cumartesiye kadar yaşarsam, bana biraz daha zaman verilmiş olacak. Unutmayın, yapabileceğiniz en iyi şey kalan zamanınızı daha iyi değerlendirmek ve “yaşamak” için daha fazla zaman ayırmaktır…”
Hikayedeki yaşlı adamın kavanozunda hiç misketi kalmamış, peki sizin kaç misketiniz kaldı acaba? Hiç düşündünüz mü?
#wattpad #tumblr #blog #roman #kıssadanhisse #şair #şiir #yazar #blog #blogger #günlük #öykü #hikaye #kitap #kitapyaz #yazılarınkitapoluyor #misket #şeffaf #zaman #vakit #ömür #hayat #hayatkısa #binmisket #teori #kavanoz #cumartesi #aile #dost #arkadaş #yoğun #iş #mesai