Bir haber gelecek belki yarın belki de gelmek üzeredir ve sana bütün yaşananları unutturacak
Neden her mevsim hatırlatsın ki seni bana bir kere de mevsimler adını unutursun bana,
Ve ben bir daha mektup yazmayayım sana beklemek zor aslında,
Yüzündeki o gülümsemeyi, o telaşı, o heyecanı silsin çiçeklerin kokusu hafızamdan
Anlatılacak şey değil ki anlatayım sana bu kaçıncı mektup yazışım sana,
Toz duman karışmış üstüm başım çamura karışmış kaybolmuşum sokaklarda
Bir kitabın satır aralarında görüyorum suretini neden bir resmini göndermiyorsun bana
Bir filmin terkedilen sahnesinde başrol oynuyor gibisin sevgili, ihanetlerin her zaman can yakmak zorunda mi
Bazen ise Yeşilçam sahnelerine atıyorsun kendini ve gitmenin ne kadar zor olduğunu anlatıyorsun bana,
Şimdi ise sana geç kalmış bir soru soruyorum;
Tek başına nasıl gidilir bu şehirden bilmiyorum
Hadi gel buluşalım seninle kitap sokaklarında
Her aşk başka sende her acıyı başka yaşattığın gibi bende bir çiçeğin yaprakları gibiyim yalın, yalın
Dökülüyorum soğuk zemine şimdi basıp geçecek üstüme mutsuz insanlar, kendinden bile habersiz
Solmuş bir çiçeğim ben
“Hep dokunmak istediğin o efsunkar çiçek
Şimdi ayaklarımın altında ezilmiş solmuş bir çiçek”