Kader buna nasıl izin verdi bilmiyorum fakat bu benim size yazdığım son mektup. Artık gitmem gerekiyor bu hayattan yaşamak eskisi gibi gelmiyor. Uçsuz bucaksız hayallerim varken hayalsiz yaşar oldum. Hayali olmayan bir insan yaşayamıyormuş. Farkında olmadan nefes alarak sürdürüyor hayatını. Sadece nefes aldığının farkına varınca da vazgeçiyor yaşamaktan. Yaşayamadığı hayattan vazgeçip gidiyor. Usulca ölümüm sessizce bir metrelik bir ipten gelecek. Yaşadığımı hissettim zamanlarda intihar edenlere çok karşıydım neden hayattan vazgeçiyorlar diye sorup duruyordum hep. Şimdi çok iyi anlıyorum neden vazgeçtiklerini beni de anlayın olur mu?
Acılarıma güldüğünüz gibi ölümüme de gülmeyin olur mu? Gidiyorum artık tik tak çalan bir saat olmayacak hayatımda sabah işe gitmek zorunda kalmayacağım. Yaşayamadığım hayatta yaşam mücadelesi vermeyeceğim artık. Usulca olacak ya gidişim habersizce sizde usulca taşıyın tabutumu kırılmış olan bir insanı daha fazla kırıp dökmeden. Arkamdan da küfür etmeye devam etmeyin olur mu? Yoruldum küfürlerinizden. Egoist demeyin mesela egoist hiç olmadım ben sadece sizleri anlayamadım veya sizler beni anlamadınız. Anlaşılmaz mıydım ben acaba, belki de tüm sorunlar bendeydi. Öyle ya sorunlu olmasam bu ipi neden tavana asıyor olmazdım. Arkamdan sorunluydu o demeyin? İlla bir şey diyecekseniz anlaşılmazdı o deyin. Çok şey istedim demi? Doğru. Ne derseniz deyin dedikleriniz yüzüne asıyorum ya ipi..