Boynumda gri renkte bir fular
Ellerim ve ceketim iç içe
Arkamdan gelen o ılık rüzgar
Gene mi geldin sonbahar?
Mevsiminde hüzün var, mevsiminde acı
Ayrılık var
Ve bir de sarı yapraklar…
Kulağımda esen o sesle
Yürüyorum. Yürüyorum. Yürüyorum
Kuşları görüyorum gidiyorlar
Bir hazan türküsüdür tutturmuşlar
Dinliyorum. Dinliyorum. Dinliyorum.
Bu sonbahar gene sarı bir ayrılık var
Sevdiklerim… Ya onlar? Onlar da mı bıraktılar?
Arkamdan gözü yaşlı bir mendil bile sallamadılar!
Giden ben miyim yoksa sevdiklerim mi?
Dalından düşen yaprak gibi kurudum ve kurutuldum
Sonbahar… Sonbahar
İçimde ne çok, neler var.
Bitmek bilmeyen tren rayları yolun sonunda birleşmiyor
Ellerim ceketime kavuşmuyor
Üşüdüğümü bile hissetmiyorum
Ayrılık hissinden hariç…
Dünyada ne çok ne hisler var
Lakin ayrılık hepsinde dahil
Hepsinde var…
Korkuyorum şimşekler çakıyor, korkuyorum gök gürüldüyor
Sonbahar… Kuşlar… Yağmurlar
İçimde mecburi bir “elveda” var
İçimin bu mevsimde hep kaybolan bir yanı var.
Bunalıp da dinginliğe kavuşmanın tek ümididir
Yağmurlarla gelen bir sonbahar
Ayrılığın mateminde her daim yas tutan
Yağmur değil bir gözyaşıdır sonbahar!