Sonbahara Veda Edilmez
Yitik bir eylüle daha uyanıyorum,
Sana ait sararmış fotoğraf ile
Çınar ağacından dökülen yaprakları
Macide Hanımın çiçeklerini
Sulamasını ve beni görünce
O tatlı sesi ile “günaydın “ demesi
Bir an eylül olduğunu unutarak …
Bu kapıdan ne gün adım atmıştım.
Hışırdayan yaprakların
Bitmek bilmeyen nameleri içinde.
Şimdi pencere menekşelerini
Çiçek açtığı günlerde bengovilleri
Mis gibi kokan o kırmızı gülleri
Arıyorum bir bir delicesine .
Uyuşan ellerim ve
Uzaktara bakıp dolan gözlerim
Sararmış bir albümü yokluyor.
Müzeyyen Senar o eşsiz sesi
Anılarıma alkım oluyor adeta
“Sonbahara veda edilmez”
Dediğim gün Alim Paşa Konağı’nın
Alt sokağında yürüyordum ağır ağır
Yol bittiğinde sonbahar başlamıştı
Doğduğum sonbaharı yaşıyordum.
Ebubekir Kuri