Koskoca bir sahnemiz var. İçinde maskeli birçok hayvan, kendilerine insan diyorlar. Onlar diğer hayvanlardan farklı olarak irade sahibi bir hâldeler. Hatta birçoğu bunu kullandığını zannediyor, oysa sadece her hayvanın yaptığı gibi birbirleriyle mücadele ediyorlar. Üstüne övgüler düzülebilecek bir özellik yerine zeka denen aleti koyup yine savaş içine giriyorlar. Kıskanıyorlar, kin besliyor, nefret ediyor, hor görüyor ve kendilerini hep olduğundan daha iyi zannediyorlar. Gülüp eğlendikleri koloniler var, bazen çiftleşiyorlar da. Komik olan hâlâ kendilerini modern zannetmeleri. Halbuki sadece cinsel organlarına itaat ediyorlar. Para vs. hepsi bir kendi egosu, bir de cinsel organı için. Bir de bilgiyi bu işe alet etmişler, entelektüel görünüp kendilerini daha da yüceltecekler. Bazen akıllarına vicdan falan geliyor. Gidip yıllarca acı çekmiş insanlara birkaç saatliğine söz hakkı verip bağış yapıyorlar. Sonra güleryüzle çıkıp yine lanet hayatlarına dönüyorlar. Birkaç yerde de yaptığı yardımı anlatıp rıza duaları topluyorlar. Bir de mutluluk dileyenler var, öyle bir kaide var zannediyorlar dünyada. Bir filozofun sözü vardır: Bu dünyaya neden geldiğimizi bilmiyorum ama keyif çatmaya gelmediğimiz kesin diyor. Bu söze hak verip yine gölge olmaya devam edenler var bilirim.
Sonra herkesi kendisine benzetmeye çalışıyor, insanlara iplerle bağlanıyor, çıkarı bittiğinde ise bırakıyor ya da karalıyorlar. Bir şekilde döngüyü sağlıyorlar ki modern dedikleri her şey zaten fazla kabaca. O kadar estetik konusuna odaklanıyorlar ki asıl amacı unutuyorlar. Aslında asıl amaç diye bir şey de yok. Sadece bir şey var ki bu şey dile geldiğinde değerini kaybediyor. Tıpkı zihnin sözü söyledikten sonra onun esiri olması gibi. Onu dile getirmek aşağılıyor. Çünkü insanların alçak organlarına dahil oluyor. Bu yüzden kimsenin söyleyemeyeceği, ama herkesin çok iyi bilip unuttuğu bir şey var. Tüm örneklere bakın, bana bunu niye yapıyor diye düşünün. Sevgi işin söz kısmı, o bir tür gösteriş. İşte bu yüzden ifrazat doludur zihinler, dehşet vericidir insanın gerçeği Freud tabiriyle. Kusmuyoruz ve iğrenmiyoruz; çünkü egomuz buna izin vermiyor. O kendi gerçeğinden hoşlanıyor. Kusmayı da engeller. Bilge de olsa bu böyledir, virtüöz de olsa böyledir. Ruhuma dokunmadı diye seviniyorum, ama aklımın her köşesinde iğrenç şeyler var. Onları filtrelemeden insanlara sunamıyorum, anlatıyorum başkalarının üzerinden. Pek çok yaratım sağlıyorum ki başkaları üzerinden anlatabileyim. Çünkü kendi iğrençliklerim ve itiraflarım basitleşiyor benim dilimden. Ama onların üzerinde yükseliyor. Spiritva, Marangirua ve Astelho Ffaela... İşte onlar şahittir ki hepsi bir yüzüdür ruhumun. Onların sözleri var her yerde, hepsi de doğru. Hepsi bir minik kız için, onun bir ismi yok, çünkü o dile getirilmez. O vardır, ve değerlidir, ağızda ifrazata karışmaz. Sözlerle komediye alet olmaz. Şimdi gidin ve sözlerinizi tüketin, dünyada soytarılar hep vardı, insanların duygularını harekete geçiren, akıllarını kullanmaya zorlayan, ruhlarını unutturan... Hepsi de sözlerle başladı, şimdi sahne size ait. Buyrun, manipüle sebebiniz nedir?