Sürgündeyim. Güvensizliğin sürgünü... Ellerim kollarım bağlı ve bataklığın içine batıyorum. Tutunmaya çalıştıkça daha da dipleşiyorum. Gözlerim ne göğe bakabilir ne de yere. Çünkü onlar da yoruldu yerler ve gökler kadar. Kısık ve sebat halinde izliyor batışı alkışlayanları. Yükselmesini istediği şeyleri olan beni ve benim enerjimin dolunayını istemiyorlar. Gün ve güneş doğsun istiyorlar. Ama bizi burada batıramazlar değil mi? Ben geceyim, ben kışım, ben zifiri karanlığım. Sürgün kokusu üstümde ölüm sırasını bekleyen bir feyim. Beynimin içinde zihnimin de sürgünü yatıyor. Bazı şeyler tüm loblarımda ışıkları kapattı. Onların ne olduğunu göremeden, hissedemeden. Bu yüzden korkuyorum. Ve neden hissizim bilmiyorum. Cesaret ve korku arasında ince bir çizgi vardı. Sildim o çizgiyi. Düşüyorum çizginin kalbinden. Kalpten de ben düşüyorum. Sevgim azalıyor kendime. Saygım da. Ölmekten değil barış olmayan kalbimde kaybolmaktan korkuyorum. Belki bir gün sürgün biter, savaşım da. O zaman güvenilir biriyim der miyim? Şeytanım ortaya çıkar mı? Şeytanın da şeytanı olan. Güvensizliğim gider mi? Bazen düşünüyorum kendimde olan sevgi eksikliğinden mi arıyorum sevgiyi? Ya da simbiyotik yaşamım olan acının kurtuluşu için mi acıyı tadanlara yakın olmayı seviyorum? Yoksa şu küçük gördüğünüz alter egonun kahraman olma isteğinden mi birinin hayali olmayı istiyorum?
Tanrıyı oynuyorum gözlerim şişkinken. Saygısızlık mı yapıyorum onun işine karışarak? Planları uzun süreye yayıp tahminlerimi kontrol etmek de nedir? Ben gerçek olanım. Kutsalın kutsalına ulaşmayı hedefliyorum. Fakat kutsal benim için fazla zorlu sanırım. Yol gittikçe geriliyorum. Düşündükçe yıpranıyorum. Belki bir sonraki köprüden sağa dönmeliyim. Çünkü beynim ulaşmamı zorlaştıran bir labirent. Ben de fedai bir piyon. Bağlarım güçsüz ve dik tutan dağımı kaybettim. Dal olarak sarılacağım bir rüyam yok. Hayallerim benim direğim. Herkes de yanımda. Ama kafamın içinde değil. Lütfen oraya girin. Dışarıdan uzakta içerdeyim ve çok yalnız kaldım. Kutsalın kutsalı üç bağım var. Bağlanalım gümüş kordonumla. Lucid gibi uçalım gökkuşağına. Ben fazla güçsüzüm. Bir Anka kuşu ile birlikte sürgüne gönderildim zihnin ışığından uzağa. Zihnin ışığı kontrolün sahibi. Ve orada hayaletimden başka biri oturuyor. Ben ise ölü Anka kuşumlayım. Harlanamıyorum. Odum ise müziksiz kaldı. Ve gözlerim yine puslu. Rastgele sür...