“Neden susuyorsun?” diye soruyorlar, bana;
Bilmezler, suskunluğumdaki seni,
“Neden susuyorsun?” diye soruyorlar, bana;
Senin için, küstüğümü bilmeden, konuşmalara.
Sorup duruyorlar, ama bilmezler,
Söndüğümü, gönlünün yarınlarında.
“Neden susuyorsun?” diye sorup duruyorlar.
Öter bülbül, hasret’i gülüne,
Ben susarım, hasret’i gülüme.
Ol gizli susmamda sen,
Ol gizli yaramda gönlün.
“Neden susuyorsun?” diye sorup duruyorlar.
Ben seni, dağlara, taşlara, düne ve bugüne,
Soruyorum, sorup da seni aranıyorum.
Aranıyorum, yalnızlığımla, suskunluğumla.
Aranıyorum, konan gönlüne sevdan ile,
Kanadı kırık, gönlüm, senin için, öter durur.
Dilim küstü, sensiz kelimelere,
İşte ben bu yüzden,
Ötüp duran bülbüle, gönlü hoş eyleyen güle,
Sensiz kelimeye, küskünüm
Ve sensiz olacaksa kelimeler,
Yaralı gönlüm ile, susar dururum hasretinle.
İşte ben bu yüzden,
Gönlüm, yaralı suskunum.
Suskumun yarınlara, düne,
Suskunum güle, bülbüle.
Ben sensizliğe, sensiz kelimeye suskunum.
Ben sana, suskunum.
Yazar: Selçuk Dikici