İnsan talihin oyunuyla anıldı. İstese de istemese de yaşamak için sebepler üretir. Bazen Tanrı yok diye yaşar, bazen de var diye. Ne yol ile olursa olsun insan kandırılıyor. Ölmeyi dileyebilecek tek varlık olması bakımından özgünse de ölemeyecek kadar da sıradandır. İntihar bile etse intihar ederken ne kadar kararlı ve bilinçlidir bilinmez. Bir tahmine göre intihar eden kişiler intihar sırasında kararlılıklarını yitirip yaşamak istiyor; ancak artık her şey için çok geç kalıyor. Talihsizlik de yoktur aslında, talih Tanrıya göre kaderdir. Şans yoktur ve her şey olması gerektiği gibidir. Hâliyle Tanrı insanı seyretmez bu sebeple. Ne olacağını bilmesi insanı köle hissettirse de bilememesi Tanrı'nın mutlak gücüne aykırıdır. Öyleyse insan köle kalmalı. Özgür ruh da neticede Tanrı ile bağlantılı olduğu için Tanrı'nın sonsuzluğunda sonsuz bir ruhtan bahsedebiliriz. Bu da esaret değildir. Kader de bir esaret değildir. Ne sebeple olursa olsun kader olmadan yaşam kendiliğinden sürüp giderse anlamsız olur. İnsan bu kadar sorunluyken çıkıp özgürlük isteyen küstaha da bir bakın. Tanrı ruhunda değilmiş gibi davranır. Aslında belki de değildir, zaten bu yüzden Tanrı'yı terk edenler öldürülmek istendi. Ama bunu insanî kabul etmiyorlar.