Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR - Sözümoki
24 Mayıs 2022, Salı 21:29 · 243 Okunma

TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR


Nuh (a.s) ın kavmi, tek başına bir ümmet olan İbrahim (a.s) ın kavmi, Hud (a.s) ın kavmi Âd, Salih (a.s) ın kavmi Semud, Şuayb (a.s) ın kavmi Medyen ve Eyke ashabı, Musa (a. s)ın gönderildiği Firavun'un kavmi ve İsrailoğulları, Allah Resulü'nün Elçi olarak gönderildiği Mekke müşrikleri ve bütün zamanların müşrikleri Allah'ın altında, yanında berisinde iman ettikleri evliya ve ilahlara taparlardı.

Günümüzde Ehl-i Sünnet ve Şia'ya baktığımızda, muhaddis ve müctehidlerinin uydurmalarına, cemaat liderlerinin yalanlarına, tarikat şeyhlerinin şirkine olan bağlılıkları Allah'ın kitabının çok üzerinde olduğu için, eski müşrikler gibi Allah'ın yanında, ötesinde, altında, yöresinde ve berisinde değil, Allah'ın da üzerinde bir yüceliğe yükselterek onlara kulluk yapmaktadırlar.

Şia ve Ehli Sünnet âlimleri, Allah'ın kitabına çekinerek, korku içinde, şüphe ile yaklaşırken, alimlerinin hurafe rivayetlerini, iftira ictihatlarını ve uydurma eserlerini hiç düşünmeden ve sorgulamaya tâbi tutmadan, kayıtsız şartsız kabul etmektedirler.

Demek ki, kadim kavimler şirkte Şia ve Ehl-i Sünnet âlimleri kadar fanatik değillerdi.

Kadim ümmetlerin şirkleri çok sınırlıydı, belli şahıs ve belirli bir nesneye tapıyorlardı.

Ehl-i Sünnet ve Şia âlimleri, bin üç yüz yıldan beri tapmadıkları hiç bir şey kalmadı.

Şia, eski İran inanç ve hurafelerini saf, hanif, arı duru, tertemiz, tevhid dini olan İslam'a taşıyarak, İslam'ın akıl ve hikmetine aykırı yeni bir din ve akıl almaz bir inanç geliştirdi.

Gerçekten de dünyada hanif İslam dinine ve tevhid sistemine kökten aykırı bir inanç ve din varsa, o inanç ve din Şiilik'tir.

Ehl-i Sünnet dininin âlimlerine gelecek olursak, Ehli Sünnet âlimleri (ümmilerle bir işimiz yoktur ) ise, olağanüstü bir sisteme sahip olan Allah'ın kitabını terkederek Emevi-Abbasi Devletleri zamanında oluşturulan uydurma rivayetlerle, vahşi, ilkel, ırkçı bir din meydana getirdiler.

Dolayısıyla Şia ve Ehli Sünnet âlimleri, oluşturdukları kaynaklarla Allah'tan ve onun kitabından bağımsız olarak, ilk önce halifelere, sonra sahabelere, daha sonra tahta ve devlete, daha sonra siyasete ve meliklere, daha sonra müctehidlere, liderlere, sonraları ise uydurdukları evliya ve ilahlara taptılar.

Bir tek yüce Allah'a kulluk yapmayı başaramadılar.

Yani din ve hüküm olarak her kaynağa razı oldular, sadece Kur'an'ı kabul edemediler.

Yüce Allah'ın ezeli ve ebedi ilmiyle haber verdiği gibi,
"Onlar Hahamlarını ve Rahiplerini (Din adamlarını ) Allah'ın yanında, altında, berisinde rabler edindiler..."
(Tevbe-31)
Azim ve Yüce olan Allah her zaman doğruyu söyler.

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Bir hatipte mutlaka olması gereken özellik sence nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.