TEK APTAL!!!
Zamanı en güzel anlatan sözlerden biridir: “Her biri yaralar, sonuncusu öldürür.”
“Hayat, zamanın bize sonuncusunu hiç getirmeyecekmiş gibi unutmaya çalıştığımız şey değil midir?” cümlesini okumuştum bir yerde.
Gerçekten de öyleydi. Gün gelecek çabaladığı onca şeyin “an”ı yaşamasını engellediğini anlayacaktı insan. Ama işte o zaman çok geç olacaktı kaçırdığı güzel olan her şey için. Ertelemeye bile vakit bulamadığı, yaşayamadığı, doyamadığı her tat için lanet okuyacaktı uğruna savaştığı sadece dünyada kalabilecek şeylere…
Bir insan nasıl oluyor da bu kadar APTAL olmayı başarabiliyordu? Bunun için bile ayrı bir çaba harcayan, “pısılıklığı” ve “acizliği” ile nam salmış bu insanlar için yaşamaya çalışmak aslında verilen savaşların en zoruydu.
Hep kazanmak zorundaydı ki yanında kalanlar daimi olsun,
Kazanmalıydı ki ağızlar kapansın, yüzü yerden kalksın.
Kim ve ne için sustuğunu kendinden başka bilen yoktu. Ya da sadece o böyle sanmak istiyordu.
Oysa herkes biliyordu gerçeği.
O, her zaman yarımdı her zaman eksik.
Her zaman zavallı her zaman yenik..
Her zaman aptal her zaman bitik..
Ama hiçbir zaman aptallığından vazgeçmek istemeyen tek APTAL…