Hiçbir sebebin bir şeyi yapmak için kaide olmadığını biliyorsan, sözler sadece bir savdır. Ama geçerliliği yok, sadece bir sıralama insanların zihninde, orada birincil olan her neyse ikincil ona, ikincil her neyse üçüncül ona hizmet ediyor. Bunlar arasında vicdan rahatlatmak için sözlerle ipliksi bir yapı oluşturuyorlar. Ağ timsali yapılar bunlar.. Dallanıp budaklanıyor sıralama. Ancak ağaçtan farklı olarak kökü en tepede bulunuyor. Alçaldıkça değer de azalıyor. Genelde insanların değer sıralaması bu şekildedir. Hatta kişilik özelliklerine göre değerler de tespit edilebilir. Tuhaf olansa bazı insanlar kendi hayatına değer sıralamasında kökte yer vermez. Halbuki varlık tinden gelmiş ve en tepede onun bulunması gerekir. Yani insan ne yaparsa yapsın canından vazgeçmemelidir. Ama olmuyor bazen, vazgeçiliyor, bazen alelade bir sevda ismiyle, bazen en mutsuz anda duyulan bir sözden, bilmem kaç ay önce yapılmış bir tanımdan falan. Kökü temele koyuyor böyle insanlar, onlar için değersiz olan en altta. Ardından dallar genişledikçe ve inceldikçe değer artıyor. Ancak sorun şu ki diğer insanlarda köke hizmet edenler dallardı fakat burada kök dallara hizmet ediyor. İşte insan ruhunun uyandığı an bu. Farkındalık şu sıradan ağacımızı ters çevirmekle mümkün. Yani kökü dallara feda edeceğiz. Bu dal bazen bir can, bazen de geniş bir topluluğun ibretlik hikayesi. İsa gibi çarmıhta yanabiliriz, ya da canımızdan geçmemiz gerekir. Fedai olmak için geldik kısaca, ama bizler kökleri göklere salıp yeryüzü bize hizmet etsin istiyoruz. Rezilliğimiz bundan belli, Adem boşuna kovulmamış.. Köklerimizi yere sabitleyip dallarımızı göklere iletmeliyiz. Biz o ağacın neresini anlamadık bilmiyorum ki.. Kendimize kanmışız biraz. Ve bilinmiyor ki kök tüm dallara ancak yüce bir kaynaktan gelen yudumla hizmet edebilir. Onunla bağı koptuğunda insan dediğimiz şey gerçekten Homo habilis'in bir üst varyasyonudur evet.. Bundan keyif alanlar var biliyorum, bazı insanlar hep fakir kalmalıdır; çünkü çok iğrençleşiyorlar. Zengin-fakir ayrımı yapmıyorum; çünkü aynı egodalar, birisi aç, birisi daha aç hepsi bu. Kökler en tepede, ego da orada.. Kaybetmiyoruz, sadece feda ediyoruz, yapalım gitsin. Neyimiz kaldı ki başka? Ama olanaklar, onlar izin vermiyor ne yapalım dostum? Kabuğumuza çekilelim, ruhumuza, biraz da gece yarılarına. Biz o zaman anlaşıyoruz, gündüz personamız yüzümüzde zaten. 0 0 0