Tiyatroyu Bitirdik!
Seksenli yıllarda, Türkiye tam bir tiyatro cenneti olmanın keyfini sürüyordu. Devlet tiyatroları, bugün sinema ve dizilerde yaşlı yüzlerini gördüğümüz ünlü yeteneklerin gençlik hallerine sahiplik yaptığı gibi; sayısız özel tiyatrolar da sınır tanımaz bir serbestlik içinde, birbirinden değerli ve hâlen anılan kült oyunlarını sahneye koymaktalardı.
Geçtiğimiz günlerde, sosyal medya üzerinde;
‘Devekuşu Kabare’ parodileri dönmeye başladı. Otuz yılı aşkın oyunculuklar, akıllıca esprilerle süslenmiş yaratıcı senaryolar; insanları cep telefonu ekranları başında, tiyatro oyunları izlemek üzere yerlerine mıhladı! Televizyon izlemek ve güncel ögeleri görmeye çalışmak yerine, kırk yıla merdiven dayamış nostaljik görüntüleri görmek isteği, insanları daha cazip geliyordu. Bu, içi boşalmış ve bu boşluğu da artık ayyuka çıkmış bir kültür çöplüğünün varlığına işaret ediyor olmalıydı.
Sinema, belki gelişti gelişmesine ama sinema salonlarında kapalı gişe oynayan filmler, hep yabancı menşeli olanlar… Yani yerli sinemanın kaliteli yapımları, maalesef teker teker parmakla gösterilebilecek kadar az sayıdadır. Bu kıt gelişimin yanı sıra, üstüne üstlük tiyatro kavramını da öldürdük. Yıldız Kenter’in tek kişilik okulundan mezun sayısız usta, kendilerini hep beyaz ekranda buldu; işsizliğin acı çaresizliği eşliğinde! Ferhan Şensoy ve ekibinin ağdalı komedi anlayışları ile sıra dışı perde arkadaşları, sahnelerden birer birer inmek zorunda kaldı. Hepsi azalarak bittiler, yavaş yavaş, hissettirmeden, bizler hissedemeden.
Zeki Alasya ile Metin Akpınar’ın o kalite üstü oyunculukları, eğlenceli tiyatro oyunları, hem güldüren hem düşündüren hem de korkmadan siyasete giydiren üslupları; bizler orada değilken, tiyatrolara gitmezken, perdelere bakmazken ortadan kayboluverdiler! Yerleri ise boş, bomboş kaldı. Cismen dolduran yok mu? Olmaz mı? Dolduran değil de doldurmaya çalışan dersek, çok var hem de… Ancak asıl soru; bunu başaran, başarabilen var mı? Nerede?
En iyi olanın kıymetinin bilinmediği bir ortamda, en kötü gelse ne yazar? Kalitenin rağbet görmediği diyarda, usta değil de çırağın yamağı olsa, herkesin başından fazla eder! Tiyatroyu bitirdik dostlar… Hep birlikte, ele ele yaptık bunu. Hiç değilse, bir konuda bir olduk ama onda da işin faydalısını değil, beterini yapmayı başardık.