TOPRAĞINDAN EDİLEN TÜM PAPATYALARA
Papatyalar gördüm bugün. Bahar bütün güzellikleriyle ' ben geldim ' diyordu. Papatyaları çok sevdiğini söyleyen ince düşünceli arkadaşıma ; " papatya başka çiçeklere özenir , kendi güzelliğinin farkında değil .. O kadar güzel , o kadar saf " cümlesini armağan ettim. Bu sözü yaklaşık iki yıl önce bir kitapta okumuştum. İki yıl sonra da masumâne ithaf etme fırsatı buluyorum , arkadaşım çok beğendi , papatyalar daha bir güzelleşti sanki.
Papatyalar gördüm bugün. Masum , saf ve güzel.. Aynı masumlukta arkadaşımın elinde küçük bir demet papatya.. Papatyadan taç yapmasını öğrenmiş. Yeni bir şey. Öğrenmenin ince hazzıyla ilmek ilmek işlediği tacı gün boyunca elindeydi. " Bu tacın ömrü ne kadar ? " diye sordum. Önemsemez bir eda ile " ne kadar olacak , bir saat " dedi.
Ne yaptığının farkında değil. Aklıma ' çiçek koparmamı isteme benden , senin için onların âhına bulaştırma beni ' sözü geldi.. İzdiham dergisinin tam da bu olaya dokunan ince bakışı ve babamın anneme sitenin bahçesinden kopardığı güller dışında hep saksı çiçeği alması geldi..
Şimdi bu papatyaları şuraya bağlıyorum ;
Yüreğimize yılda bir defa bahar geliyor. Bazen yıllar sonra papatyalar görüyoruz gönül tarlamızda. Tam bir şeyler yerine oturuyor , artık iyi oluyorsun , ibadetlerinde problem yok , kur'anın-kitapların her şey çok iyi ... Sonra bir doyumsuzlukla papatyaları topluyoruz. Taç yapmayı yeni öğrendik ya ! Bir saatlik ömrü olan bir taç için onca güzel papatyayı topluyor , ilmek ilmek işliyor , öyle ki yanımıza oturana nasılsın demekten aciz - düşüncesiz oluyoruz. Bir saat uğruna bir yıldır beklediğimiz papatyaları telef ediyoruz.. Sonrası mı ?
Tacın sonunu anlatayım ;
Arkadaşım tacı sekiz yaşındaki Elif'e vermiş.
Elif yere bırakıyor onu , annesi gidip ayaklar altından kaldırıyor. O tacı başına takmaya bile layık görmedi. Ölü papatyalar canlıların arasında toprak olmayı bekliyor şimdi , tıpkı şehrin ortasındaki mezarlıklar gibi. Bizim içimizden birileri , biz daha toprağa bağlıyken toprak oluyorlar.
Diyeceğim şu ki ;
Bu dünyadaki her insan sekiz yaşındaki Elif mesabesinde. Gerçek derdi baş tâcı eden yok.. Siz kimsenin almadığı o derdi alın ve başınıza tâc edin. Ömürde birkaç mevsim gördüğünüz masumâne yanlarınızı beşer uğruna hebâ etmeyin.. Bu dünyanın ömrü bir saat , diyecek başka laf yok..
24.04.2019
Not : Günlüğümden yazmak pek âdetim olmasa da pikniğin değerlendirmesini yapan arkadaşlara kendi değerlendirmemi okuduğumda
arkadaşım bloğa yazmamı , söyleyince bu da burda dursun dedik. Her şey geçiyor. Duranlara , bırakmadan devam edenlere selâm olsun..