TRABZONSPOR ŞAMPİYON (FUTBOLLA İLGİSİ OLMAYANA BİLE HİTAP EDEN HİKAYELER)
Feyiz alınacak ve hayata dair çıkarımlarda bulunduğum hikayeler serimin devamı niteliğinde olan bu yazım futbolla alakası olmayanlara bile bir ana fikir verir nitelikte. Bu yazıya şans tanımanızı ümit ederek alt satırlarda görüşebilmeyi umuyorum.
Dile kolay 38 sene... 50 küsür yıllık kulüp tarihinde 23 den fazla kupa ve başarı. Ancak burada istatistik verileri sunarak sizleri sıkmayacağım. Bu şampiyonluk öyküsünün insanlığa verdiği mesajı sizlere aktarmak istiyorum.
Takım tutarsınız veyahut tutmazsınız futbol barbar oyunudur dersiniz veyahut demezsiniz. Bu sizin kişisel fikirlerinizdir saygı duyarım. Ben senelerdir bu sporun tutkunu ve fanatik takipçisiyim. Trabzonspor, bilmeyenler için Anadolu'nun en büyük kulübü ve İstanbul gibi ekonomik açıdan güçlü kulüplere kafa tutabilmiş ve şampiyonluk kupasını farklı bir kente taşıyabilmiş ender bir camiadır.
Camia özellikleri gereği Karadeniz insanının tipik inadını, azmini ve kafasına koyduğunu yapmak gibi özelliklerini misyon edinmiştir. Bir Anadolu kulübü olması dolayısıyla bu şehrin takımını desteklemek yalnızca futbol sevmek demekle kalamaz. Bu şehrin takımı bir isyandır. Bir duruş, bir davadır. Abartıyorsunuz diyebilirsiniz ama abartmıyorum. İstanbul gibi şaşalı ve basının en çok nemalandığı bu bölgeye karşı dik durmuş ve bu hegomonyayı yıkmış bir tarihtir. Diğer takımları tutmanın ötesinde, başarıya doymuş bir kulüp veyahut çok kupa kazanabilmiş bir özellikten ziyade hikayesi olan ve yaşadıkça göz yaşartan mazilerle doludur geçmişi.
Bu sefer de öyle oldu. 38 sene sona bu camia özlemle beklediği bir başarıya ulaştı. Bu şampiyonluk hikayesine gelmeden önce bu camianın uğradığı haksızlıkları buraya yazmayacağım. (Takip edeni ve etmeyeni var genele hitap edecek şekilde yazıyorum) Şunu belirtebilirim ki bu görülen haksızlıklar pek çok minik çocuğun statta ağladığı görüntülerin oluşmasına zemin hazırladı. Bu camianın en büyük silahı içerisinde taşıdıkları yumruk kadar yüreklerindeki inançtan ötesi değildi.
Bu camianın içindeki o inanç öylesine güçlü bir duyguydu ki dünyanın gündemine giren şampiyonluk kutlamalarına tek Trabzonsporlu taraftarlar değil neredeyse birçok takımın taraftarı da katılarak eşlik etti. Sevinç gözyaşı nedir nasıl olur ilk kez deneyimlediğim bu hissiyatı buraya yazarak anlatmak çok güç. Öyle bir hikaye ki şampiyonluğun hemen ardından insanlar mezarlıklara akın ettiler. Kimi babasının toprağına sarıldı ve "başardık" dedi. Kimi anasının toprağına sarıldı "anam dualarımız kabul oldu" dedi. Basit alkollü sarhoş olmalı bir kutlama yapılmadı. Hiçbir kadın bu kutlamalarda zorbalığa maruz kalmadı. Kadını erkeği bir horonda kol kola omuz omuza sarıldı kenetlendi.
Hayat boyu hikayesi olan her şeyin aşığı olan birinin kaleminden dökülüyor bu hisler. Hüngür hüngür ağladığım, kimlere sarıldığım hakkında bir bilgimin olmadığı bir geceydi. Bir şehir yeniden tarih yazdı ve anlamlı bir başarının yine mimarı oldu. Özlem sevgiyi diri tutar ve özlemin karıştığı her kavuşma bir milat olur. Bugün özlemin parmağı olan bir kavuşma yaşandı ve bu şampiyonluk kutlaması dünyanın pek çok yerinde "vaoov" dedirtti. Özlemle andığınız ve beklediğiniz her şeye kavuşabilmenizi diliyorum. Ve sevdiğiniz her şeyi özleyebilecek aralıklar bırakmanızı, bu sayede sevdiklerinizi sevmekten bir saniye bile sıkılmayacağınızı, bıkmayacağınızı tavsiye ediyorum.
TRABZONSPOR ŞAMPİYON OLDU
KAZIM KOYUNCU'YA
EREN BÜLBÜL'E
ÖZKAN SÜMER'E
GÖRÜLEN HAKSIZLIKLARIN OLDUĞU DÖNEMLERDE KALP KRİZİ İLE CAN VEREN TARAFTARLARA ARMAĞAN OLSUN
BAŞARDIK UŞAKLAR BİZ ŞAMPİYON OLDUK....