Yıldızlar misali gökyüzünde savrulan ışık hüzmelerini penceresinin kenarından izliyordu her gece Michael, hayallere dalıp dururken daha 8 yaşına girmesine bir gün vardı. Michael esmer tenli kıvırcık saçlı ilkokul birinci sınıfa giden, en çok pembe ve mavi rengi, ünicornlara ilgisi olan bıcır bıcır, çalışkan, nazik ve kibar bir kızdı. Anne ve babası işteyken büyük annesiyle birlikte zaman geçirmekten keyif alıyordu. Büyük annesine yardım etmeyide çok seviyordu.
Sabah erkenden kalkıp işe gitmek için mutfağa gidip bir kase yulaf ezmesi yiyip çantasını hazırladı Bay Sam kirpi gibi saçları çekik zeytin gözleri orta boylu çalışkan olduğu kadar eşi ve kızına kalben bağlıydı. İşten sürekli arayıp mesaj çekselerde bugün kızının doğum günü olduğu için erkenden işe gitmek işlerini erken halledip akşam için kızına güzel bir doğum günü planı yaptı. İş evraklarını çantaya koyduktan sonra arabasına binip yola koyuldu. Yolda kızı için önceden sipariş ettiği ünicornlu çilekli gökkuşağının renkleri olan pastayı ve süsleri pastaneden aldıktan sonra en yakın oyuncakçıya gidip orta boy bir kutu içinde ne kadar ünicornlu oyuncak varsa çok güzel paketlettirip arabasının bağajına koyup arabasına bindi emniyet kemerini takıp yoluna devam etti. İşe gitmek için acele ederken yolda bir sıkıntı olduğunu görünce tünele girdi. İş yerini aradı bir tünele girdiğini biraz gecikebileceğini söyledi. Tünelde biraz ilerledikten sonra bir büyük gürültüyle sarsıntı oldu ve birden heryer karardı.
2 saat sonra birden gözlerini açtı arabanın içindeki ışığa bastı. Hareket edemiyor yüzünde cam parçaları sırıklarla göçüğün altında kalmıştı. Hemen telefonundan 911 yardım hattını aradı.
Yardım görevlisi: Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
Bay Sam: Tünelde göçük altında kaldım kurtarın beni
Yardım görevlisi : Hangi tünel bayım? Çevrenizde işaret rakam ve benzeri bir şey görünüyor mu?
Sağına soluna bakındı, ön tarafta no 3 yazısını görünce
Bay sam :şima dağının yeni yapılan tüneli arabanın önünde büyük boruda no 3 yazısı var. Ne olur kurtarın beni kızım, kızımın bu akşam doğum günü.
Yardım görevlisi: En kısa zamanda ekiplerimiz orda olucak ama diyeceklerimi iyi dinleyinbayım,Öncelikle su ve yiyeceğiniz varmı?
Bay sam: kızıma yoldan aldığım pasta ve 4 şişe su var.
Yardım görevlisi : bayım pastayı 2 gün içinde tüketin. Tüketmediğiniz taktirde araya gidecekve bakteri oluşacaktır.Suyu ise size yedi gün yetecek şekilde ayarlayarak tüketin.
Bay sam: ne yedi gün mü? Kızım, kızımın doğum gününü göremeyecekmiyim?
Yardım görevlisi : ekiplerimiz yolda bayım şarjınızın bitmemesi ve size ulaşmamız için her gün sizi belirli saatlerde arayıp bilgi alıp bilgi vermemiz için telefonunuzu kapatın bayım yarın sizi 8 de arayacağız.
Telefonunu kapatan Bay sam üşüyüp titriyordu ayrıca çok Korkuyordu. Ön koltuğun kılıfını çıkartıp yırttı ve üzerine örtü biraz su içtikten sonra uyuya kaldı.
Gözlerini açtığında bir sarsıntı yine oldu korkup yardım çığlığı atmaya başladı kimse yok mu?
Hiç ses yoktu sadece no 3 yazan yerde bir kıpırtı fark etti. Telefonunun ışığını korkarak ön taraftan oraya tuttu ve boğazında birşey takılı küçük bir köpek gördü.
Kendi kendine köpek varsa yardım bekleyen birileride vardır düşüncesiyle no 3 yazılı yere sürünerek gitti. Bir arabanın ön tarafına koca moloz yıkılmış hareket etmiyen dışarıya sürücünün kanı döküldüğünü görünce yardım için arka kırık camdan sürünerek ön tarafa geçmeye çalıştı. Sürücü koltuğuna arkadan bir demir saplandığını görünce ön tarafa hızlı ilerledi ve sürücü'yü o halde görünce
Bay sam, bayan korkmayın bende sizin gibi arada kaldım. Sizi çıkarmaya çalışacağım.
Denedi lakin molozu kaldıramadı.
Bay sam:Peki arayabilceğimiz biri varmı? Arayalım bir sesini duy yalnız çok şarjım yok 911den belirtilen saatlerde görüşeceğiz.
Kız: ta ta tamam ama ben üşüyorum.
Bay sam ceketini çıkartıp kızın üstünü kaparken kızın ayaklarının moloz yıpınının altında ezildiğini ve fazla zamanı olmadığını fark etti.
Kız Bay sam'a annesinin numarasını söyledi. Bay sam numarayı çevirdikten sonra hoparlörü açtı.
Kız: Anne ben ben yeni yapılan tünelde kaldım. İşe giderken mecburen gecikince senin yeni arabanı aldım. Beni affet anne. Araban pelt oldu. Yardım ara anne ben yaralıyım.
Anne ağlayarak: kızım araba mühim değil sen önemlisin yanında kimse varmı?
Bay Sam : bayan bende kızınız gibi dağda tünelde arabam sıkışık kaldım ben hafif yaralıyım yalnız kızınız şey
Anne anladım bayım ne olur kızıma iyi bakın ben şimdi yardım hattını arayacağım.
Bay sam:bayan 4 şişe suyumu bir kızını kızınıza içirdim. Benimde bir kızım var. Onun bu akşam yaş günü eğer ulaşırsınız ve yetişemezsem kızım ve eşime onları çok sevdiğimi söyleyin. Der ve hat kesilir.
Kız rahatsızlanır ve orada öylece gözlerini yumar. Bay sam korku ve üzüntüyle arabasına sürünerek gider ve köpeğine yanına alır. Köpeğin aç ve susuz olduğunu görünce pastadan bir parça köpeğe verir. O gece korkudan sadece köpeğe sarılarak uyuya kalır.
Sabah saat 8
Bay sam telefonunu açtı. 911'i aradı olanları anlattı. Yardım görevlisi ekiplerin şu an orda olduklarını lakin yeni yapılan tünelin tamamının yıkıldığını ve onun gibi bir çok sürücünün göçük altında kalabildiğini dile getirdi.
Bay Sam: bayım ben çok ilerlemiş olamam çunki 2 dakika geçmedi tünele girmeme büyük bir gürültüyle sarsıntı oldu. Tahmini bir buçuk veya iki saat olmuştur gözlerimi açtığımda her yer aydınlıktı sonradan ışık giiti.
Yardım Görevlisi : Bayım hiç bir vatandaşımıza elektrik çarpmaması için elektrikleri kestirdik o bölgede.
Bay Sam : peki eşim ve kızım? Ulaşabildiniz mi?
Yardım Görevlisi : bayım eşiniz şu an yanımızda sizi ve diğer vatandaşlarımızı kurtarmanızı bekliyor. Kızınız ise büyük annesinde. Sizi çok sevdiğini söyledi.
Bay Sam: Ah kızım bilmezmiyim bende onu seviyorum.
Yardım görevlisi: Bayım size tavsiyem arabanızda dediğim gibi 2 gün içinde pastayı tüketin. 7 güne yetecek şekildede suyunuzu tüketin. Ayrıca radyo101'i açıp arada seksenler kuşağı şarkıları dinlerseniz zamanın bir an önce kurtulabilirsiniz.
Bay Sam: ben seksenler çok severim. Teşekkür ederim bayım.
Yardım Görevlisi: Asıl ben teşekkür ederim bayım.
Radyoyu açtı eşi ile en sevdiği şarkılar çalıyor eşi ve kızını düşünerek köpeğe sarılarak uyuya kaldı.
4 saat sonra köpeğin kıpırtısına gözlerini açan Bay sam ölen kızın olduğu yeri sürüngenler girdiğini fark edince olabildiğince hızlı hareket ederek o tarafı taş kaya ile iyice kapatır. Ve sürüngenler nereden geldiğini gördüğü yeri eli ile bulmaya çalışırken bir esen rüzgar far eder ve köpeği o küçücük boşluğa yönlendirerek köpeğe telefon ışığını tutar çok geç olmadan köpeği bulan yardın görevlileri basına ve çevredeki herkese haber verir. Bay sam korku ile köpek gittiyse bende giderim diyerek küçüçük delikten sürünerek bir yere kadar gider ama ufak bir sarsıntı olunca tekrar sürünerek geriye döner. Telefonla 911'i tekrar arayıp ölen kızın köpeğini yolladığınız lakin tekrar bir sarsıntı olduğu için deliklerden geçemeyiz geri dönüşünü ve yaralı olduğunu dile getirir.
Yardım görevlisi : köpeği aldık bayım oksijen verilmekte şu an ambulansta sizi de en kısa zamanda çıkaracağız dedik lakin tüneli yaptıran mimar tüneli yıkmak için şart koydu 1 saat sonra dinamitleri kurduktan sonra patlatacaklar bayım ekiplerimiz basın yüzünden geri döndüler işimizi sın dakikaları olduğu için 10 içinde çıkmalısınız bayım. Eşiniz ve kızınız için. Ayrıca şu an eşiniz radyoya varmıştır. Sizin için…
Bay sam telefonu kapatır ve radyoyu açar. Eşi basın yüzünden ve yukardakilerin basını susturmasının altında deniz kumu ve bozuk malzemelerden yapılmış tünelin altında eşimin yaşadığı ve hiç birşey yapamıyoruz patlatacağız demesini eşinin sesini son konuşmasında telefonun kapanması hala yaşadığına inandığı ve onu her şeye rağmen çok sevdiği ve ve halen yaşadığına inandığına için ne olur sam bizim için tüm güçünle çık oradan demesiyle radyoyu kapatıp ufacık delikten ellerini kanatarak bir şekilde çıkmayı başardı. Ve son yardım görevlileri onu serum takarak ambulansla hastaneye götürülürken.O çıktıktan 5 dk sonra tünel patlatıkdı.büyük bir gürültüyle irkildim ambulans 1 dakika durdu ve dışarıya baktıklarında gökyüzünde duman olunca yola devam ettiler.
1 gün sonra basın hastaneye doluşmuş eşi ve kızı başında gözlerini bir an önce açsın diye dua ediyordu.
Gözlerini açanBay sam: hareket edemesemde Minik ünicornum Michael ve dünyalar tatlısı eşim beni yalnız bırakmadılar için çok şanslıyım. Demesiyle eşi ve kızı sıkı sıkı sarıldı.
Michael : Babacığım sen benim doğum günüme gelemedin ama ben senin yeni gözlerini açtığın bu güne geldim bir daha bizi bırakma. Diyerek arkasına sakladığı üç uçan balonu bıraktı. Eşi ise kapıdan dışarıda hazırladığı pastayı getirdi.
Bay sam : O zaman ailecek üfleyelim pastayı diyerek üçüde doğrularak pastayı üfledi. O sıra basından hemşire kılığına giren biri çaktırmadan tüm görüntüleri çekti.
Ertesi gün tüm gazetelerde tünel kazasında ölümden dönen bay sam ve ailesinin mutlu sonu manşeti vardı.
Doktorlar 1 ay içinde Bay sam iyice iyileştikten sonraevlerine geçebileceklerini ama yıprandıkları için bir tatilin iyi gelebileceğini söyledi. Kendi aralarında anlaşıp hangi ülkeye hangi şehre gidelim diye düşünürken Michael Türkiye babacım hem orda gezilip görebileceğimiz tarihi yerler ve muhteşem tatlar varmış. Büyük annemin dergisinde okumuştum.
Bay sam eşinin gözlerine bakarak olur yanıtını aldıktan sonra, madem ünicornum istiyor yolculuk Türkiye. Önce bankadan aylığımı çekeyim alış veriş ve bilet ayarladıktan sonra ilk uçakla başkent ankaraya geldiler. Bir otel ayarlayıp eşyalarını bıraktıktan sonra ilk Anıtkabire gittiler. Michael askerlerin ve bu büyük maşarelin ne büyük zaferler kazandığını öğrenince o günden sonra hep onun gibi büyük bir öğretmen olmak istedi.
Hayatı boyunca çok çalıştı. 18 yaşına geldikten sonra Üniversite sınavlarında Türkiyede öğretmenlikleri tercih etti.
Bir süre sonra tercih sonuçlarına internetten baktığında İstanbul’da özel bir kolajde İngilizce öğretmenliğini kazandığını öğrenince çok sevindi. Büyük annesi hayatta olsaydı onunla gurur duyardı. İlk önce annesine sonrada babasına müjdeli haberi verdi. Babası emekli olduğu için kızını İstanbul'a kendi götürdü. Orda onu güzel bir ev kurup eşinin yanına geri döndü. İlk yıl kızları onları, onlarda kızlarını çok özledikleri için kızlarının yan dairesini alıp oraya yerleştiler. Bir gün okul tatil olunca kızları arkadaşlarıyla hafta sonu tatile gitmeye karar verdikten ve ailelerine danıştıktan sonra bir karavan kiralayıp bodrumda bir koya kamp kurarlar. Deniz kum sıcak derken yorulutlar ve herkes yerlerine geçip uyuya kalır.
Gözlerini açıklarında plastik bir botun içinde denizin ortasına doğru sürüklenirken Michael korkmayın ben çok iyi bir yüzücü olduğum içim çok uzaklaşmağımızın farkındayım bakın kızlar elini uzatarak koydan bir otelin yakınlarına geldikleri için gider yardım isterim onlarda sizi kurtarır.
Yelda :Michael ne olur kurtar bizi burada yosunlar çok fazla bak iyi yüzücü değiliz biz olmazsa Polisi ara unutma ve dikkatli ol.
Michael : zaten ilk işim polisi aramak olacak yelde çırpoşmayın bu plastik su almaması için bir an önce sabredin bizim kızları sen temkin et güveniyorum sana.
Suya atlar bir kulaç iki kulaç derken adeta bir deniz kızı misali hızla yüzerek otele varır. İnsanlar Michaelin çok fazla anlamayıp eliyle işaret ettiği yere baktıklarında çok ilerde botta 4 kızın sürüklendiği görürler ve otel sahiplerine söylerler. Otelde deniz yardım hattını aradıktan 5 dk sonra büyük bir tekneyle bir an önce diğer dört kızı kurtarır ve arkadaşları Michael ile buluşturdu.
Michael : bakın kurtulacaksınız dedim size kızlar panik yaptık ama hala o plastik bora nasıl gittik karavanımız kapımız malzemelerimiz ne oldu hala anlamadım.
Polis geldi. Her bir kişi ile görüştü.
Çok fazla geçmeden karavan ve bazı eşyalardan bulununca kızlar polisten daha güvenli bir yerde konaklamaları için yer tarif aldı.
O gece orda konakladıktan sonra sabahın ilk ışıklarıyla yola koyuldular.