Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Türkiye in Oscar Yolculuğunda AYLA - Sözümoki
Mukim Yazar Gümüş Destekçi Gümüş Destekçi
06 Aralık 2017, Çarşamba 00:49 · 761 Okunma

Türkiye'nin Oscar Yolculuğunda "AYLA"


Türkiye’nin Oscar adaylığı hususundaki ilk ciddi unsuru olarak görülen Ayla, izleyiciyi hem 1950’li yılların hep yâd edilen o naif dünyasına hem de Kore Savaşı objektifinden Türk askerinin çetin mücadelesine tanıklık etmeye davet ediyor. Sinema salonlarının birçoğunda, aynı anda dört farklı salonda dahi kapalı gişe oynadığına şahit olduğumuz Ayla; vizyonda kalma süresi bakımından da standardın çok üzerinde bir zaman dilimine yayılacak gibi görünüyor.

Avrupa ülkelerinde de başta gurbetçi Türklerin yaşadığı; Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler olmak üzere birçok kentte gösterime giren ve oralarda da aynı başarıyı sürdürdüğü gözlenen Ayla, ABD desteği de alarak, özellikle savaş sahnelerinde dönemin orijinal araç ve teçhizat yapısını bire bir yansıtmayı da başarıyor. Oyunculuklar konusunda, söyleyecek pek bir söz bırakmamak ile birlikte; sadece filmin başlarında, İsmail Hacıoğlu’nun film atmosferi eşliğinde niçin başrol olarak tercih edildiğini sorgulamak mümkün olurken, filmin birkaç sahne sonrasında, bu sorgu da İsmail Hacıoğlu’nun kaliteli oyunculuğu ve filmin sizi kendisine çekerek her detayı kolayca alıştırması sonucunda ortadan kalkıyor.

Ayla’yı canlandıran başroldeki minik Koreli yıldıza ise söyleyecek söz bulabilmek mümkün değil! Sanatçılığın da doğuştan gelen bir yetenek olduğunu ispat edercesine, o küçük yaşı ve ufacık bedeni ile her duyguyu gerçekten yaşadığı gibi adeta izleyenlerin tümüne de yansıtan ‘Kim Seol’; Hollywood ‘starlarına’ taş çıkartıp parmak ısırtacak bir performans sergiliyor. Çetin Tekindor gibi bir ustanın varlığı, Ali Atay gibi gençliğin hayran kitlesini oluşturduğu bir yıldız da filmin toplumun her kesimini çekmesine neden olan faktörlerden olarak değerlendirilebilir.

Diğer yandan, filmin son sahnelerinde; Emekli Astsubay Süleyman Dilbirliği ile hakiki Ayla’nın kavuşma sahnelerine dair gerçek görüntülerin varlığı ise izleyiciler üzerinde ağır bir duygusal patlaması yaşanmasına, bu vakte dek ağlamamak için dişini sıkmakta olan yüreği en sert olanların dahi gözyaşları içinde kalmalarına neden olmaktadır.

Sözün özü; eğer hem tarihi bir olayın iç yüzünü hem de gerçek hikâyesini bir arada izlemek istiyor ve Türk sinemasına kazandırılmaya çalışılan kaliteye de tanık olmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz demektir. Ayla’yı izleyin, izlettirin!

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Futbolcu dendiğinde ilk aklına kim geliyor?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.