Sanma ey dilber, şu kurban ettiğim tek can değil.
Kırma, gönlüm sırça camdır, porselen fincan değil.
Aşk-ı iremden düşüp çöller aşan Tarık benem,
Gözlerimden kan sızar... İnci, sedef, mercan değil.
Ölmeden girmek ne mümkün, bağ-ı irem semtine?
Can verem dersem inanma, can bu patlıcan değil.
Çeşm-i fettanından ilham alsa şair olma mı?
Yoksa bu ilham perisi, şiire heyecan değil.
Lütfü ya bitmez gazel söylerdim aşk uğruna ben.
Kafiyem bitmiş tükenmiş, son sözüm cihan değil
Sanma ey dilber, şu kurban ettiğim tek can değil.
Kırma, gönlüm sırça camdır, porselen fincan değil.
Aşk-ı iremden düşüp çöller aşan Tarık benem,
Gözlerimden kan sızar... İnci, sedef, mercan değil.
Ölmeden girmek ne mümkün, bağ-ı irem semtine?
Can verem dersem inanma, can bu patlıcan değil.
Çeşm-i fettanından ilham alsa şair olma mı?
Yoksa bu ilham perisi, şiire heyecan değil.
Lütfü ya bitmez gazel söylerdim aşk uğruna ben.
Kafiyem bitmiş tükenmiş, son sözüm can... can değil.
Huri misin? Aşkının emsal-i bedel yok mudur?
Bağ-ı irem içre senden başka güzel yok mudur?
Çeşm-i fettanınla düştüm çah-ı aşka çarnaçar.
Ah çekip çıkarmaya bir ojesiz el yok mudur?
Kuy-i canandır deyu yattım kapında kaç gece?
Buz kesildim, bildiğin bi' hoşça otel yok mudur?
Sormadım hiç aj mısın, çıplak mısın ey dost deyu.
Bir simit, bir çay için hiç cepte papel yok mudur?
Derd-i aşkından mezarlıklarda kaldım bi' vefa,
Ölmeden öldürdü aşkın artık ecel yok mudur?
Lütfü ya gelmezse ilham uydur uydur diz ipe.
İlhan abi heybene bak, başka gazel yok mudur?
*İdris Mahfî Erenler (Abdullah Akın)