Bazı şeyler var,
ne kadar uzansam da dokunamıyorum.
Bir ses,
tam duymak üzereyken kayboluyor.
Bir gülüş,
bir zamanlar odamı aydınlatan,
şimdi sadece bir gölge gibi
duvarlardan süzülüp gidiyor.
Özlemek ne garip…
Bir şeye sahip olmamışken bile
onun yokluğunu hissedebiliyorsun.
Dokunmadığın bir eli,
hiç gitmediğin bir şehri,
belki de hiç yaşanmamış bir anıyı…
Gece olunca daha da büyüyor bu his,
sanki yıldızlar bile uzaklaşmış gibi.
Sanki dünya,
beni hiç bilmediğim bir boşluğa bırakmış gibi.
Ve ben,
kendimi bile özlüyorum bazen.
Henüz olmadığım halimi,
henüz yaşanmamış anılarımı…
Belki de insan,
ulaşamadığı şeyleri sevmeye mahkûm.
Belki de en çok,
hiç sahip olamadıklarımızı kaybediyoruz.