Üniversite Hastaneleri Neden İflasın Eşiğinde?
Şöyle bir düşünün bir devlet yapısı söz konusu ve bu devlet yapısında bilimin insan sağlığı açısından çalışmalar yapabilmesine olanak sağlayan üniversite hastaneleri iflasın eşiğinde. Hiç olur mu? Böyle şey demeyin şu an yaşanan durum tam anlamıyla böyle. 44 adet üniversite hastanesinin çoğu aynı durumda. İyi de bu kurumlar bir ticari müessese değil ve üstelik YÖK’e bağlı eğitim kurumlarından söz ediyoruz. Yani kısacası içerisinde hastaların tedavi edildiği okul anlayacağınız. Dolayısıyla tıp fakülteleri, dişçilik ve diğer tıp alanlarında ihtiyaç duyulan kalifiye personelin yetiştirildiği üniversitelerden bahsediyoruz. Peki, bir ürün satışı yapmayan ve reklamı bulunmayan sağlık hizmetleri veren bu kuruluşlar nasıl bu hale geldi?
Sorunun Kökeni Anlaşılamıyor
Alışılagelmiş klişe açıklamalar, maliyet tabloları, gelir gider dengeleri vs. seçilmiş kelimelerden oluşan bir takım açıklamalar durumu daha karmaşık hale getiriyor. Bazı üniversitelerin bizzat paylaştığı bilgilerden iflasın eşiğinde oldukları anlaşılıyor. Başta tıp fakülteleri olmak üzere sağlık alanında öğrenci yetiştiren üniversite hastaneleri ülkemiz açısından hayati öneme sahip kurumlardır. Doktor, diş doktoru, hemşire, eczacı ve diğer alanlardaki bütün öğrenciler bu üniversiteler tarafından yetiştiriliyor.
Çok Daha İyi Bir Araştırma İçin Üniversite Hastaneleri Tercih Ediliyor
Bunun yanı sıra insanlarımızın birçoğu tedavileri için üniversite hastanelerini tercih ediyor. Çünkü buralarda daha samimi ve içten yaklaşımlar ile bilimsel bir boyutta hizmete dönüşüyor. Söz gelimi teşhis ve tedavi için araştırmaların çok daha ileri seviyede yapıldığı üniversite hastanelerindeki bu durum bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Aksi takdirde mali nedenlerle sekteye uğrayacak bilimsel çalışmaların yarıda kalması bir yana insanların tedavilerinde bile büyük aksamalara yol açacağı kesin.
Peki, neden böyle bir durum yaşanıyor? Yetkililer SUT (sağlık uygulama tebliği) kapsamında ortaya çıkan ücretlendirmelere üniversiteler olarak yaklaşık 8 yıldır hiçbir zam yapmadıklarını, ancak elektrik, su, yemek gibi hizmetin devamını sağlayan gereksinimlerin çok önemli oranda zamlanarak pahalandığını buna ilaveten devlet katkısının geri dönüşlerinin (ssk ve bagkur alacakları) sağlanamaması gibi nedenlerden bu durumun kaynaklandığı belirtti.