Ünlü Olmak Hakkındaki Düşüncelerim!

Ne saçma bir hayat yaşıyoruz. Trump’ı tanımam. Onunla bir alıp veremediğim yok. İstanbul’da Trump kulelerini görüyorum bazen. Birkaç defa gezmişliğim de var. Girip çıkarken binasına bir terbiyesizliğim de olmadı. Benden ne istiyor olabilir ki Trump? Ama istiyor. Yapmazsan bileğini büküyor, canını yakıyor. Zaten hep bir şeyler istiyorlar benden. Dünyayı kuranlar niye böyle kurmuş bilmiyorum. Çünkü çok saçma bir hayat yaşıyoruz. Bir sürü yük var sırtımızda.

Tanımadığımız insanların kararlarıyla yaşıyor, onların keyfine göre ölüyoruz. Tanımadığımız insanlara özeniyoruz. Film yıldızları, şarkıcılar, futbolcular gibi olmak istiyoruz. Kim bu insanlar? Akıllarından, kalplerinden ne geçer? Ama yeri geliyor onlar gibi ince olalım derken ilaçlar, diyetlerle yediğimizi kusarak intihar ediyoruz. Çünkü mış gibi görünmek artık her şey. Çünkü herkes ünlü artık. Ünlü olmayanı dövüyorlar. Ünlü oyunculuktan ünlü kebapçılığa kadar uzun bir yelpaze artık ünlülük.

Ünlü ünlü yakınlığı var sonra, tek işi ünlüleri tanımak olan. Hatta ünlü hiçbirşeyciler var. Hiçbir şey yapmıyorlar ama ünlüler. Üretimsiz, ekemsiz, tavırsız ünlü yığınlar. Dışı cicili bicili içi boş kovuklar. Peki ünlülük sağlık ocağında günde 50 hastaya şifa dağıtan nazik, mütevazi doktorumuzdan daha mı faydalı bize? Saçma bir düzen değil mi bu? Çünkü dünya saçma ve hep saçmaydı.

İşte Amerikalı idol pop star genç kızlar dünyayı yönetiyor artık. Kuş sesleri ararkan duyduğumuz tek ses inşaatlardaki moloz kamyonlarının sesi oldu. Bizim ihtiyacımız akıllı telefonlar, marka ayakkabılar, ünlülerin dedikoduları değil ki. Bizim ihtiyacımız sadece biraz sevgi. Hayatın vermediği, kimsenin kimseye göstermediği, canavarlaşmış kalplerin cirit attığı bu dünyada ünlü olmak ne işe yarar? Zaten Andy Warhol daha önce söylememiş miydi? “21. Yüzyılda herkes 5 dakika bile olsa ünlü olacak” sözü hala kulaklarımdadır.

Size tavsiyem, biraz flört edin kendi yüreğinizle, gülümseyin kimsesizlere, sokaklarda soğuktan geberip giden sokak çocuklarına. Hayat zaten her zaman istediğimizi vermez. Felaketler hep vardır ve bir kuralı yoktur felaketlerin. İnsanın hayatına öylece saplanırlar. Siz yine de aşka, sevgiye ve hayallerinize sıkı sıkı sarılın. Sahilde uçuşan kuşlarda olsun gözünüz.