ÜRETEMİYORLAR....
Şimdiki çocuklar üretemiyor.Ne hayal ,nede başka bir sey.Sadece izliyorlar.Sadece ezber ve taklit yapıyorlar.
Eskiden çocukların renkli ve şatafatlı oyuncakları yoktu.Kendi oyuncaklarını kendi yaparlardı.Hayal dünyaları o kadar genisti ki;
bezden bebekler yaparlardı .Bu harika bez bebekler onların hayal ürünüydü. Hayal ederek,
süsleyerek ortaya çıkardıkları bu bebekler oyunlarına neşe katardı.Erkeklerde üretirdi.Bir plastik parçasıyla saatlerce karda kaymanın keyfine varırdı.Karda yuvarlanarak kahkahalarıyla en büyük terapiyi yaşardı.
Mutluydu eski çocuklar. Bir sopayı hayal dünyasında eşsiz bir ata dönüştürür,atıyla kovboyculuk oynardı.Bir ipi iki elinin arasına alıp saatlerce düğüm açma oyunu oynardı..Topaç vardı mesela.Topacı döndürüp yere bırakınca topaçla birlikte kafasında da fikirler döner dururdu.Fanta ,pepsi sarıkız gazozlarının kapaklarıdaa ayrı bir eglenceydi.Tahtadan yapılan kamyonlar, üzerine çivi çakılan bir tahta parçası harika bir futbol sahasına dönüstürülürdü.Keloglanı,pamuk prensesi,nasreddin hocayı hikaye kitaplarından öğrenir,onları hayalinde canlandırırdı. Kendi cabasıyla ortaya çıkardığı oyuncaklar çocuklugunu süsleyen en güzel anıları oldu.
Bütün bu kadar renklli hayal dünyası olan çocuklar ,hayatı boyunca iş hayatındada ,kariyerindede üretken olur Bir sorunla karşılaştığında ,bocalamak yerine çözümün parçası olur.Ürettikçe başarılı olur.
Peki ya simdi ?
Simdiki çocuklar bu kadar şanslı degil maalesef.Bütün dünyaları bir bilgisayar ekranı ve yoğun radyasyon.Bilgisayar oyunlarından vurmayı,.kırmayı savaşmayı öğreniyor.
Çesit çesit,renkli renkli barbi bebeklerle doyumsuzlasıyorlar.Her şeyi sanalda gören çocuk ne üretebiliyor,nede hayal dünyası gelisiyor.Dünyasıda,oyunuda sanal oluyor.
Yemek yerken bile bir gözü telefondaki oyunlara bakıyor,ne yediginin farkına bile varamıyor.Oysa eskiden ekmegimize sürdüğümüz salçanın lezzetni hiç bir restorantta bulamayız.
Keşke simdiki çocuklarda bu kadar şanslı olabilselerdi.
Gülistan Gümüş