VARSIN SİZE İNSAN DENSİN…
"İnsan vardır, değerlidir dertler içinde; insan vardır, hayır yok dünyaya gelişinde. Ne büyük yanılgı, ne büyük aldanıştır "İnsan" diye anılmasının her ikisinin de...
Ne güzel demiş Mevlana…Bu aldanış, geçmişini unutan, değerlerini çıkarları uğruna yok sayanlar için bir övgü niteliğinde olsun.
Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin! Ama; Bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen,
Sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Keşke her şey resimlerdeki gibi olabilse. Öyle mutlu ve öyle kendinden emin görünebilsek. Oysa, kan ağlarken gülmek, yapmacık tavır sergilemek ancak içinde cevheri boşaltılmış şahsiyetlerin işidir.
İnsan vardır fark edilmez süsünden, kimi farksızdır koyun sürüsünden ama her gördüğün şekle kapılma, insan anlaşılmaz görüntüsünden.
Öyle sol tarafına markası yazılan gömlekler giymekle, renginin kimsenin tercih etmeyeceği ayakkabıları sırf marka diye almakla ve başkasına benzemek için resimlerle oynamakla olmuyor bu iş. Bu iş kalite işi.. Kumaşında yoksa altına batsan da sen hep aynı sensin. Semeri kendisinden değerli olamayansın. Babadan görmediysen sonradan görmen ne fayda…
" İki çeşit insan vardır; zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen ve zaman geçtikçe hatalarıyla yüzsüzleşen... "derken, Mehmet Akif, hatalarını kabul etmeyen, mükemmel olarak kendini ilan edip, ömür boyu bu kandırmaca ile yaşayanları ne de güzel anlatmış.
Dünyada iki çeşit insan var: Aklı olan ve dini olmayanlar, dini olan ve aklı olmayanlar.
( Abu’l-AlaAl-Ma’arri) Ama bir de kimler vardır? Çıkarı için inanan gözükenler. Hemen ocu bucu kesilenler. Bir yüklemle cümle kurup, “e..e..”leyip röportaj vermeye çalışan ama birilerinin uşaklığı sayesinde koltuğa oturanları unutmamak lazım.
Kim demiş ise ne de güzel demiş: “Unutma ki: Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir!” diye. Isınan hava yükselir. Marifet ısıtandadır, ısınana o havayı verebilendedir. Bilesin ki: atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler! Sen doru olsan ne yazar, basitliğin kokusunu kullanırken.
Bir de yokluğunda yeri dolmayan , varlığında ise bir halt olmayanlar vardır ki; bunlar en tehlikeli uşaklardır. Miyav diyen aslanlar, çelme takılan fillerdir. Ama hala burnundan kıl aldırmayan, savunduklarıyla çelişmekten utanmayan, yüzünün astarını yamalasa dahi yırtığı kapanmayan çehrelerdir.Sevdikçe sevesin gelenler nerede….Mikrop gibi aranmadan sizi bulanlardan fırsat mı var?
VARSIN SİZE İNSAN DENSİN….BİZ İNSAN OLMAYANLARDAN SAYILANLARA RAZIYIZ…