Okursun yada okumazsın bilmiyorum. Açıkçası bu saatten sonra ilgilenmiyorum. Ama seni bende tamamen bitirmek için son defa yazmalıyım. Bende kalan bütün kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı , sevinçlerimi dile getirip seni tamamen bitirmeliyim.
Hiçbir şey yokken,hiçbir şekilde senin varlığın beni ilgilendirmezken geldin dikkatimi çektin. Kızlar sürekli senden bahsederlerdi, herkes seni konuşurdu ama nedense hiç umrumda olmazdın, onlar konuşur ben dinlerdim sadece. . . Galiba ilk muhattap oluşumuzdu. Bir soru sordum sen de öyle donuk donuk yüzüme baktın, biraz geç cevap vermiştin sorduğum soruya. Başta bana gıcık olduğunu düşünmüştüm, üzerinde bile durmamıştım. Gıcık olabilirdin çünkü sen dışarıdan ne kadar efendi görünüyorsan ben de bir o kadar çok konuşan, çok sesi çıkan deli dolu bir insandım yada bilmiyorum ne dersen. . . Sonra dersler gereği aynı ortamda bulunduk, samimi söylüyorum o ana kadar hiç dikkatimi çekmemiştin. Ders boyunca benim tepkilerime saçmalıklarıma gülmüşsün. İstesem de istemesem de bakışlarım sana kayar olmuştu. Farkındaydım bana bakıyordun, beni izliyordun bilmiyorum belkide bana öyle geliyordu. İtiraf ediyorum hoşuma gidiyordu beni izlemen ya da izlediğini zannetmem. Dikkatimi çekecek ne kadar çok şey varsa hepsini yaptın. . . Her yerde karşıma çıkar olmuştun. Çekingen , utangaç duruyordun normalde öyle bi insan değilim ama beni de öyle yapıyordun. Seninle her karşılaştığımda elim ayağım dolaşıyordu. Evet belki çok manasız bakıyordun, boş bakıyordun ama ben kilitlenip kalıyordum bakışların karşısında. . . Çok bekledim aslında biraz zaman geçsin öyle konuşur, sınava girip çıkalım ondan sonra, sınav aralığı stresi çok fazla bi de benimle uğraşamaz, sonuçlar bi açıklansın ne olacağımız bi belli olsun. . . Kendimi avuttum durdum. Kendimi sana yakıştıramıyordum da aslında.bu saçmalıktan kurtulmak için de çok uğraştım. Seninle ilgili hiç bir şey olmamalıydı hayatımda, arkadaşlarımdan çıkardım seni; yapamazdım doğum gününe iki gün vardı. Doğum gününü kutlamalıydım bunu bari yapmalıydım. Çekinerek de olsa attım mesajı, gayet arkadaş gibiydi. Gerçekten çok denedim seni unutmayı; ama herkes anlaşmış gibi bana seni anlatıyordu. Memlekette başka insan başka konu yokmuş gibi herkes senin anılarını anlatıyordu bana. . . Tercihlerimi yapıp babannemlerin yanına kaçtım, kafamı dinlemek istedim senden seninle ilgili her şeyden uzaklaşmak. Görmedim de uzun bir süre seni. . . Tercihler açıklanmıştı, benim kalacağım zaten belliydi. Bizimkilerle buluştuk dershanede. Sen yoktun unutmuştum seni, yada bilmiyorum tozlanmıştın işte. Tam unuttum diye düşünüyordum. Eskisi gibi hatırlamıyordum . Rüyalarımda da değildin artık. Bizimkilerle konuşa konuşa merdivenlerden çıkıp muhasebenin oraya gidiyorduk. Kafamı çevirdim yine karşımdaydın, aynı boş bakışlarınla bana bakıyordun. Yine elim ayağım dolaşmıştı, ne yapacağımı bilemiyordum. Güç bela bizimkilere " şuradan çıkalım " deyip kaçmıştım ordan. Yine başa dönmüştüm saçma sapan davranışlarım. Olmuyordu başkasıyla da konuşamıyordum. Bir iki bahane bulup konuşmayı kesmiştim. Gideceğin gündü galiba. . . Biz manavdaydık, sen manavın önünden geçiyordun. Seni görmüştüm ama görmemiş gibi yapmak zorundaydım. Sen de beni görmüşsün, sen geçtin gittin kaybolana kadar arkandan seni seyrettim. Kardeşinle karşılaştık laf arasında senin o gün gideceğini öğrendim. İyi dedim son görüşümmüş unutur giderim artık. . Gerçekten yapmıştım da. Çok geçmedi bayram tatiline geldiniz. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Ben ne güzel uzaktan sevip gidiyordum seni ( en azından o zaman seviyordum ). . Fatma seni gördüğünü söyledi ben " saçmalama onun burada ne işi var " diyorum ama bir taraftan da gözlerimle seni arıyorum. Boş boş etrafıma bakınırken sen yine gözlerimden yakaladın beni. Gerçekten rahatsız değildim bakışlarından, o an beni bıraksalar saatlerce öyle kalırdım. Sonra kızlar " merhaba " dedi sen de onlardan tarafa dönüp cevap verdin. Ama ben yine konuşamadım. Kalbim çok hızlı atıyordu, gözlerim doluvermişti, ellerim titriyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum. Benim dışımdaydı her şey. . sonra geçtik gittik birbirimizin yanından. Ertesi gün yine gördüm seni. . . Çekilmez olmuştum artık. Bizimkiler " Ne olacaksa olsun yaz kurtul, senin yerine ben olsam sorar kurtulurdum " gibi cümleler söylüyor. Aslında sana anlatmak istediğim, söylemek istediğim o kadar çok şey vardı ki ama saçma sapan bir mesaj yazdım. Ne kadar inanırsın bilmiyorum ama vazgeçmiştim göndermeyecektim. Ben çıkacak olurken mesaj gitmiş bile tekrar girdiğimde cevap gelmişti çoktan. Sonrası zaten tam bir saçmalıķ. Ben anlatamadım, sen anlamadın veya anlamak istemedin. Bir gün sonraydı; normalde kuzenlerimi yollamaya gitmezdim. O gün görürsem son görüşüm olacak diye gittim. Şans mı denir şanssızlık mı denir bilmiyorum otogarda da gördüm seni. . . Ama yine görmemiş gibi yapmak zorundaydım. Yine gülmek zorundaydım. Sonra farkettim beni arkadaşlarından çıkarmışsın. Bir şey sormayacaktım artık hiçbir şeyi sorgulamayacaktım.
" Madem bu kadar oldu, artık inceldiği yerden kopsun, hayatına ona göre yön verirsin, en azından bir şeylerden emin olursun " dediler. İçimden bir tarafım hala umutları yeşertmeye çalışıyordu. " Tamam " dedim ama yazma cesaretini kendimde bulamadım. Kızlar yazıştı seninle. Bir taraftan da bana okuyorlar. Son mesajını akşam üzeri ben gördüm zaten. Benimle dalga geçer gibi yazmıştın veya kız arkadaşın yazmıştı. Tamam beni sevmiyor olabilirsin hayatında biri olabilir başkasına aşık olabilirsin ama bunları uygun bir dille de anlatabilirdin. Sen o zahmete de girmemiştin. Benim de haliyle cevabım sert olmuştu. Aslında ben engellemeliydim seni ama ne kadar seviyesizleşeceksin görmek istemiştim ve gördüm sayende. . Üzüldüğüm tek şey, benim değer verdiğim, önemsediğim her anımı onunla paylaşmak istediğim insan olmadığını görmekti. O mesajı sen yazdıysan eğer ben öyle bir insanı sevmiş olamam, ben öyle bir insanla gelecek hayalleri kuramam. . Kız arkadaşın yazdıysa da öyle birini seçmişsen eğer biz zaten birbirimizi tamamlayamazmışız. . . Ben öyle bir insan olamazdım. Neyse hepsini sindirim. Hepsi gelip geçecek de bana yaptığın yakıştırmaların hiç birini hak etmedim ben. Kız arkadaşının olduğunu bilsem kafamı kaldırıp bakmazdım. Yine de mutlu olmanı istiyorum ama benim kadar mutlu ol. Ben yaşatamasam da bana yaşattıklarını bana hissettirdiklerini bir başkası da sana yaşatsın, hissettirsin istiyorum. Benim güldüğüm kadar gül, benim gibi gül, insanların içinde gül sadece. . . Yalnız kaldığında aklına gelen ben olmasam da aklına gelsin, boğazın düğümlensin, yutkun ama geçmesin, kalsın orda düğüm düğüm. Bir sebebin olmadan sev, kokusunu sev, donuk gülüşlerini sev, çekingen tavırlarını sev , her haliyle sev, unutmaya çalış unutama, her şey onu anlatsın, her yerde o olsun, her köşeden o çıksın, her şey sana onu hatırlatsın, sev ama karşılık bulama, her konuşmanızda bir daha kırsın umutlarını. . . Mutlu olmanı gerçekten çok istiyorum, ama benim kadar. . . Şu an bunlara gülüyor benimle dalga geçiyor da olabilirsin ama dediğim gibi artık ne yaptığını önemsemiyorum. Bunları cevap vereceksin diye yazmıyorum, herhangi bir şey beklemiyorum hatta hiç bir şey yapmanı istemiyorum. Okudun ya da okumadın onu da bilmiyorum. Sadece içimde kalmasını istemediğim için yazdım. Artık sen yoksun. Benim için var olduğun her yerde her şeyde sen olduğun zamanlardan haberin olmasa da artık benim için yok olduğunu koskoca bir hiç olduğunu bil diye yazdım. ..