Vicdan!
Rahat yaşamaya, gezmeye, tozmaya, yemeye, içmeye vs vs vicdanım rahatlık vermiyor artık. Bakın şu an yaşarken fark etmiyorsunuz ama, şu an ki zaman dan daha çok ileri gidince o an ki zamanın kıymetini, değerini anlıyorsunuz. Üzülüyorsunuz ama iş işten geçmiş oluyor. Aynı durum ben de söz konusu olunca artık bir şeylerin başlangıcının, bir şeylerin de sonunun geldiğini fark ediyorum. Günümüz yaşanan olaylara, krizlere bakınca dünya nereye doğru gidiyor ya, ne oluyoruz diyorum mesela. Bakın. Günümüz kovidi. 3 4 sene öncesinde var mıydı böyle bir şey yoktu. Korona dan ölenler? 3 4 yıl önce biri çıkıp dese ki, korona dan öleceğiz, gülüp geçerdim. Hangimizin aklına gelirdi bir gün sokaklarda maskeyle gezeceğimiz, ecelimizin virüsten olacağı. Ama şu saatten sonra biri çıkıp dese, şu şu olacak ve şu yüzden öleceğiz ister istemez inanırım. Rahatlığımızdan oluyor, takmadığımızdan, boşverdiğimizden oluyor bazı şeyler. Nefsimize itaat etmekten, şeytana hizmet etmekten oluyor bazı şeyler. Bakın başımıza gelen musibetler, elimizle, gözümüzle, ayaklarımızla işlediğimiz günahların karşılığı. Allah ( Celle Celaluhu ) ceza veriyor bize. Vicdan dayanmıyor, ıstırap çekiyor artık. Nefis istedikçe ister, şeytan yaptırdıkça yaptırır, işte millet azgınlığa, saldırganlığa, vahşileşmeye döndü. Bu kadar yaptıkları yetmiyor, tatmin olmuyorlar, daha fazlası için çabalıyorlar. Hal bu iken, başımıza geleceklerin daha fazlasından korkar, kendimi sorgular ve içime çekilir oldum. Azmış, vahşileşmiş insanlara bakıyorum, gözleri kör, kulakları sağır, yaptıklarından bilinçsiz olmuşlar. Yav bu halinize çocuklar, konuşabilse hayvanlar güler be! Allah karşınıza yaptıklarınızı kendinize fark ettirecek osmanlı tokadı gibi insanlar çıkartsın.
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَٓا اَنْفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّاۜ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِد۪ينَ۟
Vicdanları bunların Allah’tan olduğuna tam kanaat getirdiği halde, bile bile yanlışta ısrar etmeleri ve boş bir büyüklenme ile onları inkâr ettiler. Ama neticede, işi gücü bozgunculuk olan o gürûhun âkibeti nasıl oldu, bir bak!
Lütfen. Elinizi vicdanınıza koyun artık. Yanlışlarınızda ısrar ettikçe, nefsinize ve şeytanlarınıza hizmet ettikçe sonunuz nasıl olacak bir bakın. Yaptıklarınızı, ettiklerinizi, söylediklerinizi bir farkına varın. Hatalarınızda, günahlarınızda ısrar etmeniz size bir fayda, boynunuza madalya vermeyecek, susamış canınıza soğuk su serpmeyecek. Dünyanın masum oyunlarına kanmayalım, tatlı rüyalar peşinde koşmayalım, dünyalık şeylere aldanmayalım. Biz Allah' dan geldik ve tekrar ona döndürüleceğiz. Biz allah' ı tanımaya, ona ibadet etmeye, onun istediği gibi yaşamaya, imtihan edilmeye, şeytan ile, nefis ile savaşmaya geldik. Eğer savaşacak biri arıyorsanız, size bir şeytan, bir nefis yeter zaten ve şeytanlaşmış ve nefsinin esiri olmuş insanlardan başka düşmanınız yok. Dünya malı dünyada kalır, biz islamı, dinimizi, kitabımızı korumaya bakmalıydık, onun için savaşmalıydık. Dünya hayatına aldanıp, aldatıcı rüyalara dalıp, şeytanın okşamasına bayılıp, nefsin hizmetine çalışıp ömrümüzü bitirdik.
Enbiya Suresi, 64. ayet: Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler.
Kendi vicdanlarınıza kulak verin bakalım size ne diyecek. Vicdanınızı düşünün bakalım neler göreceksiniz, vicdanınızı karşınıza alıp bir konuşun bakalım, ne cevap vereceksiniz. Ve siz de biliyordunuz ki, nefsinize uyup, canlara kıyan, acımasızca davranan, katı yürekli kimseler sizdiniz.
Nisa Suresi, 106. ayet: Ve Allah'tan bağışlanma dile. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ama bir müjde ki, geri dönmen için çok geç değil. Allah tövbelerinizi kabul eder, bağışlar. Çünkü siz nefsinize uydunuz. Ama Öyle bir günden sakının ki; o gün işiniz Allah’a bırakılır. Sonra herkes kazandığını tam olarak alır. Ve onlara asla zulmedilmez.
