VII.

Kasabadaki herkes Ali Derviş Ağa'nın ani ölümü üzerine emlak ve arazi ve tüm mal varlığının eşi Eleni'ye kaldığını üzülerek öğrenmişlerdi. Zira Eleni'nin geçmişini iyi bilen kasabanın bazı kişileri onun, Ali Derviş Ağa servetini birkaç yıl içinde tükeneceğini tahmin etmeleri çok da zor olmadı. Tüm bunlara rağmen Ali Derviş Ağa kahyası Galip'le birlikte gittikleri ve Gelorges'in meyhanesinde gördükleri Eleni'ye ilk görüşte vurulmuştu. Meyhaneden çiftliğe kadar at arabasının yorgun adımları arasında Ali Derviş Ağa, Eleni'nin güzelliğini biran bile olsa aklından çıkarmıyordu. Galip ise Ali Derviş Ağa'da bir gariplik olduğunu sezmişti lakin ne olduğunu bir türlü çıkaramamıştı. Üstelik beş yıl evvel kâhyalığa yeni başladığı günlerde bu Eleni denilen mendebur kız 10 Osmanlı altının çalmıştı da altınların çalındığını ancak çiftliğe gittiğinde anlayan Galip Efendi'nin yapacağı pek bir şey kalmamıştı.
Eleni güzel ve alımlı olmasının yanında çok zeki bir kızdı. Yirmi dört yaşında olmasına rağmen hileli yollarla onlar kişinin parasını çalmış ve bu sayede zengin olmuştu. Aslına bakılırsa Ali Derviş Ağa'nın Eleni'nin geçmişine dair en ufak bir bilgisi yoktu. Belki de Eleni'nin güzelliği onu körkütük sarhoş etmişti.
Ali Derviş Ağa, Eleni için günlerce sürecek ve büyük bir kalabalık içeren bir düğün yaptı. Uzun yıllar herkes bu düğünü konuşur oldular ve kasaba arasında bir daha bu büyüklük ve coşkuda düğün yapılmadı. Düğününü ardından gelen altı ay süresince Ali Derviş Ağa ve Elani yapımı yeni tamamlanan kalenin kuzeybatısında bulunan ve denize bakan bir yere göz alıcı bir köşk yaptırmıştı. Köşk o kadar göz alıcıydı ki bakanlar bir kez daha bakıyorlar ve büyülenmiş gibi yoluna o andan sonra başka biri gibi devam ediyorlardı. Köşkün bahçe duvarlarına bazı Rum fanatikleri Osmanlı Devleti’nde hakaret içeren yazı yazıyorlardı .Asesbaşı ve beraberindekiler bir gün önce bu iki asiyi yakalamışlar
iki gün sonra Defterdar müdürü ve beraberindekiler Eleni hanıma ziyarette bulundular.