Kırdığın tüm kalpler hala yaran mı diyerek başlamalıyım söze Nil'in ''Yürüdün mü?'' şarkısını dinleyerekten. Dün itibariyle bende bir lys mağduru olaraktan son bi seneki hayatımı update yapıyorum yeniden. Yani o saçma salak iki sınava 1 senemi tekrar vericem. Bi sene saatlere sığar mi demicem herkes gibi çünki adamlar yapmış, kurmuş sistemi illaki vardır bi bildikleri (yani öyle umut ediyorum). Ben dilciyim. İngilizceyi çok seviyorum ona bi senemi vermek benim için sıkıntı değil. Ama tum sene ki netlerimden bi haber olmadığı için lys5 sınavında insan bi kahrolmalara isyeeaanlara giriyo. Anasını satıyım adamlar gram çalışmadan özelden hoop fiyakali fiyakalı diplomaları alıp hazırın üstüne çarşaf seriyolar biz garip emekli bebeleri de kuzu kuzu boyun eğiyoruz. Zaten hiç bi zaman adeletin olduğuna inanmadım inanmamda. Yok öyle bi dünya, unutun, insan yaşadığı sürece hem kafasını kaldırdığında ona alttan alltan kıs kıs gülenler olucak hem de kafasını eğip burun büküp geçtiği adamlara hayatında yer vericek. Olmaz çünki insanın kanunu bu egosunu tatmin edebileceği bi nesneye ihtiyacı var. Başladım yine anlamsız atarlara niye bilmiyorum ama arada böyle geliyolar saydırıveriyorum bende. Kafam bu tip cümleleri pek fazla kurarım esasen ama ne yazık ki yaptığım atar sayısı kadar bunları dışa vurmuşluğum yoktur. Yo hayır içine kapanık melankolik tiplerden değilim hiç ama susarım her laf her yerde söylenmez diyerek. Mallık ediyorum sırf karşı tarafı düşünerek böyle davranıyorum ama tartışmalara gelemiyorum (bunun tek nedeni de karşımdakinin dediklerine tahammülüm olmadığı için, (en haklı benim ulen!)). Yazmayı çok severim. İçimdekileri dışa fışkırtamadığım için hep karalıcak bişiler ararım. Sayfalan insanın en iyi dostudur aslında. Dost değil de mmm ne demeli ona. Açıkçası yaltakçısı desek daha doğru olur. Garibimin dili yok cevap veremez tepki veremez karşı çıkamaz, ne yazsan üstüne kabuludur. Bu yuzden insanlar yazarken içiden geleni çekinmeksizin dışa vurur. Lisede çok sevdiğim bi hocam vardı. Ali Ünsal Uyar. Onun düşünceleri, tavırları, anlattıkları öyle etkilerdi ki herkesi hayran kalmamak mümkün değildi. Gerçekten nadir olan insanlardan biriydi. O hep derdi ''Söz uçar yazı kalır, yazın.'' diye. Bende bi nevi onun dediğini yapıyorum sanırım. Yazıyorum. Söylemediklerimi, söyleyemediklerimi, içimde kalanları.. Hah şimdi bi de ''Here comes the rain again'' çaldı tam oldu. Yeri ayrıdır. Kaç sene her dinlediğimde ağladığım, bi dönemse duymaya bile dayanamadığım bi şarkı. Şu an gayet normal dnliyorum ama aklıma gelen kişiyi getirememezlik yapamıyorum üstünden o kadar yıl geçmesine rağmen. Hah. İlk aşkım lan bim poşeti mi? İsmini vermeyi isterdim ama o şimdi bu tip sitelerde haddinden fazla dolanır. Görür falan onun totosu kalkar benimde rezillik daniskalarım ilk adımını atar ''Hoşgeldin Yeni Hayat' sloganıma. Gerçi şöyle de saçma bi durum var okusa şu yazdıklarımı angut değil ya anlar heralde kendisi olduğunu ama yapcak bişi yok anlattım o kadar tomantik romantik delete tuşuna serçe parmağım varmaz. Neyse bir mesaj iletmek istiyorum sayın hakim bey: ''Huhhuu beybi şu an bunları okuyosan çokta fifisin artık sen git o facete profil yaptığın elinde biralı fotoğraflı bi dk ya ne dicektim ben? Bak yine kaptırdım laf sokma çabasına girdim ne dicemi unuttum ya. Aman. Şey canımya o çokta fifi lafına sen çoookta takılma tamam ? Yani bilirsin ben yapmam öyle şeyler gelirsem kabulumsun. <3 Şaka maka nolursa olsun bi kez olsun hissedemediğim o insanın yeri bambaşkadır bende. Güşüne kızlar sürüşüne yollar hasta höloğğ. Höloğ demişken biiiiiiiiiiii siyasete de deyinmek isterim. Tayyipçi bi insan değilim. Atatürkü çok severim ama bu hataları göz ardı etmem anlamına gelmiyo. Kimse mükemmel değildir elbet Atamında hataları olmuştur evet ama kimse bugünlere onun sayesinde geldiğimizi inkar edemez etmemeli. Neyse ben bu konuya baska bi alanda genişçe yer verebilirim aslında. Canım dondurma istedi gidip yesem iyi olucak.