Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
XXXI. Navarinden Tripoliçeye dönüş yolculuğumuz sarp yamaç - Sözümoki
19 Mart 2024, Salı 18:21 · 165 Okunma

XXXI.

Navarin'den Tripoliçe'ye dönüş yolculuğumuz sarp yamaçların koynundan ıssız patikalara, viran olmuş hanlardan suyu çalınmış değirmene kadar onlarca gelişme gözümün önünden gitmiyordu. Acıktığımız ve atların bir hayli yorulduğu göz önüne alındığı düşünüldüğünde bir mola hasıl oldu. Dinleyeceğimiz yer gürül gürül buz gibi suların aktığı bir dere kenarıydı.
Dağların uzaklara uzanan silsilesi bulutları selamlarken Esma Hatun'un haybeden çıkardığı azıkla karnımızı bir güzel doyurduk.Esmahatun'un son günlerde tedirgin bir hali vardı. Birkaç kez sebebini sormama rağmen bu yanıt vermedi. Biraz da dalgın ve düşünceli. Belki de geçmişe dair bir muhasebe yapıyordu kim bilir...
Dereyi koca dallarında selamlayan söğütlerin sakinliği görülmeye değer güzellikteki bir hadiseydi. Doğanın huzur verici sakinliği Mora yarımadasının tüm kasaba köylerinde dünyanın geri kalandaki tüm güzelliklere eş değer bir anlam ifade ediyordu. Dere ise olup bitenlerden habersiz yatağında huzurlu bit ihtiyacın neşesiyle yatağında akıp şarkı söyler gibi ağaçları selamlayıp gidiyordu.
Tekrardan yola koyulduk ve at sırtında bayır bucak yolculuğumuza devam ettik. Bir kuyu başında atların önce sebepsizce ürkek adımlarla gitmeyi reddeder gibi davranmasına bir anlam veremedik. Sonra attan inip kuyuya doğru yönelince iri bir engerek yılanın kuyuya doğru sürünerek gittiğine şahit olduk. Asıl dehşet kuyuya vardığımızda ortaya çıkmıştı. Barbar Rum haydutların öldürdüğü Müslümanların aziz naaşları kuyuda yüzer gibi üst üste gökyüzüne bakıyordu. Elbiselerinden Müslüman olduğu kesindi. Bu hadiseyi gören Esma Hatun'un, dehşetli bir halde ağlamaya başladığını gördüm. Koşarak gelip bana sarıldı:

-Hemen gidelim buradan çok korkuyorum!
Belki de bu haydutlar bizi de bulup öldürür. Kimsesiz bir dağ başında, kuş uçmaz kervan geçmez bu yolda cesedimiz kurda kuşa yem olur...Son söyledikleri hıçkırarak ağlaması nedeniyle pek anlaşılmıyordu.
-Esma hatun korkma ve ağlama artık ben yanındayım dedim
-Gidelim buradan gidelim...dedi.
Tripoliçe'ye vardığımızda Esma Hatun'un bu hadisenin etkisinden uzun bir zaman kurtulamadı.
Tripoliçe'ye sabaha doğru gittiğimizde kasabalı henüz uyanmamıştı. Yalnız bir hadise dikkatimi çekti sabah olmasına çeşmeye gidip evlerine su taşıyan insanların çokluğu. Birçoğunu da sanki ilk kez görüyordum. Akşam kahveden öğrendiğime göre Tırhala'dan yirmi aile kasabamıza göç etmişti. Bunlar içinde bir kişi vardı ki...

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Laf ebeliği hakkında ne düşünüyorsun?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.