Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
XXXIII. Şahbanu, Tripoliçe yolundan yavaş adımlarla kaleye - Sözümoki
22 Mart 2024, Cuma 16:16 · 171 Okunma

XXXIII.

Şahbanu, Tripoliçe yolundan yavaş adımlarla kaleye çıkarken uzun yıllar kaldığı Tırhala’da olduğu gibi Osmanlı egemenliğinde bulunmuş olmanın o tarifsiz etkisini fazlasıyla hissediyordum Şahbanu eski sokakları, cumbalı, ahşap evleri ve camiler etrafınızı sardığı bir mahallede büyüdüğü için burasına kısa sürede alışacağa benziyordu. Çeşmeye çıkan yolun sağındaki Osmanlı evlerine vardığında geri döndü ve geldiği yoldan yeri gitmeye başladı. Ben ise odamda kahvemi yudumlarken bir yandan da Alaaddin Ata Melik Cüveynî’nin, Târih-i Cihan Güşa adlı eserini okuyordum. Beş dakika olmadan kapı önünde büyük bir gürültü vuku buldu. Kapıya yöneldim ve kapıyı açtığımda dehşetli bir sahnenin ortasında kaldım Saman yüklü at arabası devrilmiş ve zavallı at telef olmuştu. Atın başından akan tane kan kokusu kaldırımı kırmızıya boyamış ve samanlar etrafa satılmıştı. En üzüntülü kişi ise şüphesiz ekmek teknesi olan atını çaresizce ölümünü seyreden arabacıya aitti. Az sonra bir kalabalık toplandı zaptiyeler soruşturma yaptı. Atın ölmeden saniyeler önce ağzından köpükler çıkardığını söyledi bazı gördü şahitleri. Samanlar temizlendi yol açıldı. Kasabanın ileri gelenlerinden olan İbrahim Efendi, arabacıya bir at hediye edeceği sözü verdi. Üzüntülü adamcağız bir nebze olsun sevindi.
İkindi üzeri kapı çalındı. Kapıyı açtığımda karşımda Şahbanu hanımı görünce fazlasıyla şaşırdım.

-İyi günler efendim rahatsız ediyorum.

-Estağfurullah buyurun dedim ve devam etti.

-Efendim benim adım Şahbanu, buraya birkaç gün evvel Tırhala’dan geldik. Gelirken de yanımızda bir kaç baş hayvan getirdik. Dün öğle üzeri çarşıya annemle uğradığımız vakit hayvanlar için saman satan bir satıcı ile saman getirmesi konusunda anlaşmıştık lakin bunca saat oldu gelen giden olmadı. Hayvancağızlar açlıktan bitkin haldeler. Öldü ölecek duruma geldiler.

-İki saat önce evde miydiniz ? diye sorunca biraz şaşırmış olacak ki hayır o saate kasabanın çok uzağında bulunan halamlara ziyarete gitmiştik dedi .
- ...
Sözlerine tam devam ediyordu ki araya girdim :
-İki saat evvel benim evimin önündeki köşeden saman yüklü bir at arabası devrildi. Yoksa sizin sipariş ettiğiniz saman bu olmasın dedim.

-Zümrüt yeşili gözleri şaşkınlıkla açarak biraz da tedirgin bir halde:

-Arabacının eski ve başında eğreti duran bir fesi vardı sarı bıyıklı ve zayıfça bir adamdı.Kır bir atı vardı dedim.

Şahbanu gözyaşlarına boğuldu ve bir süre ağladı. Göz yaşlarını sildiğinde hemen ardında Esma hatun beliriverdi ve olup biteni anlamaya çalışıyordu.
-Siz hiç merak etmeyin size yardımcı olabilmemiz için elimizden geleni yapacağız. Esma Hatun'a da güvenebilirsiniz ve ona Şahbanu'yu evine götürmesini söyledim.
Hemen çarşıya varıp yeni bir saman arabası yüklettim ve parasını ödeyerek Şahbanu'nun evine doğru yola koyulduk.
Eve geldiğimizde saat 21.00 olmuş etraf iyice ıssızlaşmıştı. Arabadan inip ahşap kapıyı tıklattım. Kapıyı Şahbanu'nun annesi açtı. Samanları ahırın önüne yığdım ve ahıra göz ucuyla baktığımda hayvanların Şahbanu'nun dediği gibi bitkin halde olduklarını gördüm. Ahırın kapısını açıp otları önüne dağıttığımda hayvanlar iştahlı bir şekilde otları yemeye koyuldular.

-Allah razı olsun oğlum sen olmasaydın oluvermişti hayvanlarımız. Sağ ol varol evladım dedi. Tam gitmek üzereyken Şahbanu da benzer kelimelerle teşekkür etti. Gece çökmüş bahçeden çıkıp at arabasıyla çarşıya vardım ve arabayı teslim ettim...

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Muhasebe konusunda en çok merak ettiğin konu nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.