Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
YALANLARLA MUTLULUK - Sözümoki
27 Nisan 2020, Pazartesi 22:58 · 433 Okunma

YALANLARLA MUTLULUK

"Aşkım daha iyisin değil mi?". "Bizi çok korkuttun anne". "Hayatım bir doktora gidelim istersen". Tepemde onlarca sahte sevgi ve ilgi sözcüğü sarfeden eşim ve iki çocuğum. "Hayır gerek yok iyiyim ben." Sanki iyi olmasam gerçekten umurlarında. "Hayatım çok ağır bir sinir krizi geçirdin,bence bir görünmekte fayda var. " "İyiyim dedim ya gerek yok,biraz dinleneyim geçer. "


Vazgeçtim,tamam yeter o gün dilediğim dileği geri almak istiyorum. Ben artık ZİHİN OKUMAK istemiyorum. Hayatım boyunca tek arzumun bu olduğunun farkındayım. O gece yatak odama giren meleğin "tek bir dilek dileme hakkın var,ne istersen kabul" demesi üzerine keşke balıklama atlayıpta "zihin okumak istiyorum "demeseydim. O günden beri hayatım zindana döndü resmen. Her tatlı sözün altındaki gerçeği görmek yiyip bitiriyor artık beni. Eşimin "çok güzelsin,sana aşığım demesinin altında başka kadınları düşünmesi ve keşke benim karımda biraz onlar gibi bakımlı,neşeli olsaydı " diye düşünmesine mi üzüleyim. Yoksa çocuklarımın sahte saygılarının altında benim kontrolcü bir psikopat olduğumu tedaviye ihtiyacim olduğunu düşünmelerine mi yanayım. Peki ya en yakın arkadaşlarımın benim herşeyden şikayet eden mızmız bir yapıta sahip olduğumu düşünmeleri. Ben her aradığımda "efendim tatlııım "diye verdikleri cevabın altında yine başlayacak şimdi dediklerini duyabiliyordum. Bunları bilmek ve hiç bir şey yokmuş gibi davranmak mahvediyor artık beni. Peki sadece onları suçlamak ne kadar doğru. Gerçekten de çocuklarımı koruyacağım iyi ve güzel yetiştireceğim diye onların insan olduğunu,kendi tercihleri olduğunu göz ardı edip gerçek bir kontrol manyağı gibi davrandığım çok olmuştur. Evliliğimizin üstünden 20 yıl geçti. Ne kadar kilo aldım,gercekten de bazen aşırı tahammülsüz,gergin olabiliyorum. Ev işi,yemek,ütü bulaşık,çocuklar derken o kadar yorgun düşüyorum ki bırak süslenmeyi duş almak bile bazen çok zor olabiliyor. Oysa eşim belki işi gereği bilmiyorum ama her daim bakımlı. Ne sporunu ne de kişisel gelişimini saldığını daha görmedim. Sahi ya ben en son ne zaman kitap okudum. İyi de nasıl olacak bu,eşim işten gelip oturduğunda bile ben gecenin bir körüne kadar getir götür toplamayla ugrasiyorum. Ne ara spor yapıcam,ne ara kitap okuyacağım,ne ara süsleneceğim.... Bak işte yine aynı şeyi yapiyorum. Arkadaşlarım da haklı olabilir mi? Onlara da sürekli böyle yakınıyor muyum? Bilmiyorum belki de gerçekten sorunlarıma çözüm aramak yerine şikayet etmek işime geliyordur. Bu şekilde topladığım sempatiyi arıyorum her yakınışta. Ayakta durmak,bir şeyler için çabalamak yerine yakınmak daha kolay geliyordur. Sonuçta biri için ciddi emek vermek,diğeri içinse birazcık demagoji yeterli. Yakınarak insanların bana "çaba göster "deme ihtimallerini sıfıra indiriyorumdur. Sonuçta kim hayatı yetetince zor birine ahkâm kesmek ister ki?


Peki tek suçlu ben miyim gerçekten? İnsanin en yakını onun gelişimine katkı sağlamalı. Hatalarımı kırmadan bana anlatabilirlerdi. Yoksa yaptılar da ben yakınmaktan göremedim mi? Offff bilmiyorum. Yeter artık gerçekten hiç bir şey bilmiyorum. Tek istediğim eski hayatıma geri dönmek. Yalan gerçek neyse ne mutluydum ben. Tam, duyduğum hiç bir şeyi takmayacağım artık,bana söylenenlere inanacağım diye kendime söz vermişken en sonunda dayanamayıp bağırıp çağırarak sinir krizi geçirmem,delirdiğimin tescillenmesi oldu resmen. Ben artık gerçek bir hayat istemiyorum,yalan ve mutlu hayatıma dönmek istiyorum.....


Sabah uyandığında saat henüz 6'ydı. Çocuklar ve eşi uyuyorlardı hâlâ. Semiha eşine baktı,bir şey var mı diye. Yalandan,korkarak sırnaşıp öptü onu, eşi uykuda da olsa mutlaka onun öpücüğüne karşılık verirdi. Tam tahmin ettiği gibi,eşi de yarım yamalak gözlerini açıp onu öpmeye başladı. Semiha daha da sırnaştı eşine,bir şey duyacak mı diye, "bebeğim çok uykum var daha sonra buluşsak olur mu?" diye cevap verdi eşi. Ekstra hiç bir şey duymamıştı Semiha. Herşey rüyaymış. Milyon kere şükür etti Rab'bine. "Peki hayatım "diye bir kere daha öptü eşini ve kalkıp duşa girdi. Sıcak suyun bedenindeki ağırlığı atması gibi tüm kalıplarını atmaya yemin etti Semiha. Uzun süre kaldı duşun altında. Uzun uzun düşündü. Vücuduna değen her damlada değiştiğine yemin edebilirdi. Duştan çıktığında eşi uyanmıştı. "Hayatım bugün kahvaltıyı dışarda yapalım mı,sizinle konuşmak istediğim bir konu var. Hem bugün hafta sonu,hava da güzel gezeriz" diye sordu eşine. Eşi her eveti gibi öperek cevap verdi karısına. Hemen giyinip süslendi makyajını yaptı,çocuklarını uyandırdı. İkisi de annesinin bu enerjik,aşırı süslenmiş hâline şaşırmışlardı ama hiç bir şey söylemediler. Lüks bir restorana gittiler ve o kahvaltı masasında Semiha içindeki herşeyi döktü,gördüğü rüya hariç. Artık çok yorulduğunu,eve zaman zaman da olsa bir yardımcı tutabileceklerini,kendine daha fazla zaman ayırmak istediğini söyledi. Eşinin ve çocuklarının bu duruma bu kadar sevineceklerini hiç düşünmemişti. Daha ziyade "nereden çıktı bu" gibi tepkiler bekliyordu. Doğru ya onların hizmetçiye değil,gerçek bir anne ve gerçek bir eşe ihtiyaçları vardı. Artık emindi ailesi onu seviyordu,sadece bunaltmıştı onları Semiha. O kahvaltı masasından kesinlikle eski Semiha olarak kalkmayacaktı....


1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Bir hatipte mutlaka olması gereken özellik sence nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.