Önce kalabalıklara karışırsın...
Herkese güvenir, dostça sarılırsın.
Kimini kardeş sanar,
Kimine yüreğini kaptırırsın...
Sen bu saflığında hayatın daha çok aldanırsın!
.
İnsanlara karıştıkça harmanlanacağını sanırsın yaşamın...
Sanki herkesle paylaşsan,
Herkes de seninle paylaşsa yürek ağrısını...
Geçecek sanırsın...
Sen bu kafayla daha çok aldanırsın!
.
Bir, iki, üç, beş derken...
İnsanları tanımaya başlarsın.
Kıskançlıkları, yalanları, ikiyüzlü halleri,
Döndürdükleri dolapları...
Bir bir şahitliğini isterler senden.
Sen daha çok kazıklanırsın!
.
Güven duygunu kemirirler.
İnandığın bütün güzel şeyleri yer bitirirler.
Sen son çare yalnızlığına sarılırsın.
İşte hayatı anlamaya başladın!
.
Aldatılırsın gönül verdiğinden,
Yaralanırsın çicek açan yerlerinden...
Olanlara bakakalırsın.
Yaşın kaç olursa olsun işte artık büyümeye başladın!
.
Sen güvenecek yönleri bulmak için inat ettikçe.
Bir daha bir daha karalanırsın...
Aynadaki suretin doğruysa
Ve
Doğru yola baş koydunsa...
Düştüğün her sızıyla yeniden ayaklanırsın.
Hep daha güçlü ve daha yalnız.
Her zaman kararlı ama kırılgan yanlı.
Çıkarları için kıvırtandan uzaklaşır.
Hayvanlara sarılırsın.
Dünya öyle bir alem ki...
Sessiz kullara sarıldıkça insanların adiliğinden daha da uzaklaşırsın.
Kendini beslemeye başlar sevda.
Ruhuna huzur tohumları atar tek tek.
Baki olan ruh ise bu evrende.
Dışına değil özüne odaklan sende!
Kavra olup bitenin sahteliğini.
Günü kurtarma derdinde olandan uzak durmayı bil.
Sana, aslına sevdalı yürekler gerekli...
Ve yalnız olmadığını bil emi!