Yorgun bir günün ardından kalabalık caddelerden geçerken sordum kendime yaşamak bu mu? Önümden geçen çeşit çeşit insanlara bakıp hiç birinin yerinde olmayı istememek.Gözlerimi gökyüzüne diktiğimde batan günün kızıllığını görmek.Unutulmaya çalışılan bir sevgilinin özlemini duymak.Yaşlı bir ağacın altından geçerken rengarenk taşlara basmak.Sıcaktan terlemiş bunalmışken kocaman apartmanların arasında bir tutam rüzgar bulmak.Gittiğin yeri bilmeden plansızca ilerlemek,kalp atışlarına yalnızlık düşmesi,tutturduğun bir türküyü söylerken gözyaşlarının eşlik etmesi,ayaklarına kara sular inmişken,hala başıboş bir sandal gibi sendelerken ordan oraya ansızın sonuna kadar açılan bir kapı ve görmediğin güzellikler etrafında… Tık tık kim o; ev sahibi kapıda, kiracı çoktan hazır yeni masalda kendini aramaya…