Yalnızlık,
sadece bir kelime değil,
bazen bir odanın köşesinde
sessizce bekleyen bir yabancı.
Gözlerim,
bazen onu görmek istemez,
ama o hep oradadır,
belki de içimde,
belki de dışımda.
Yalnızlık,
bazen soğuk bir rüzgar gibi,
sana dokunur,
bazen de bir fırtına gibi,
sana tüm gücüyle çarpar.
Ama her seferinde,
o yalnızlıkla birlikte
yavaşça büyürüm.
Bir gün,
belki de yalnızlık
bana en büyük öğretmenim olur.
Çünkü o bana,
gerçekten kim olduğumu sorar,
bana bir aynadır,
ama ben o aynaya bakmaya cesaret edemem.
Ve belki de,
yalnızlık beni bu kadar sarhoş yapan
şeydir;
çünkü yalnızken,
gerçek benliğimi keşfederim.
Her yalnızlık,
bana kendimi hatırlatır,
ve belki de en sonunda,
yalnızlık,
benim için bir dost olur.
Çünkü yalnız kalmak,
başka bir kimseyi aramaktan değil,
kendi içime doğru bir yolculuktan ibarettir.
Ve bu yolculuk,
beni en derin benliğime götürür.