Ben hiç yalnız olmadım. Hep etrafımda birileri vardı. Beni destekleyen bana iyi gelen, bana kötü gelenler sayesinde bile yalnız değildim. İnsan muhabbetsiz nasıl yaşar ki zaten. İletişim insanın yaşamında olmazsa olmazdır. İçine kapanmak, karamsar olmak.. O kalabalıklar içinde yalnızlaşmak...Evet yalnızlık huzur getirirmiş insanın kendisini anlamasına, fark etmesine olanak sağlarmış. İnsan kendini nasıl tek başına anlasın. Çıkacak görecek, tanışacak, muhabbet edecek ki kendini bulsun kendini anlasın. Kişi anlaşılmadığında kendini yalnız hisseder, üzülür yalnız hisseder, kızar öfkelenir yalnız hisseder. Yalnızlık bence acıdır, yalnızlığı tercih etmek, birlikteliklerden acı çekmektir...
kimi zaman sevdiğin insanların bile seni acıtmasıdır. Ancak kendi kendine katlanabilmektir çoğu zaman. acıdır, ama geçicidir, geçmelidir. Yalnızlık bir uçurumdur demiş Franz Kafka. Bir nevi vazgeçiş, kaçış, belki kurtuluş. Başta kafa dinlemek gibi geliyordur fakat bir zaman sonra alışıyorsun yalnızlığa, vazgeçmiyorsun ve bu senin yaşam tarzın oluyor. Uzaktan bakıldığında zindan gibi, karanlık bir kelime. Kurtulması zor bir hastalık gibi. İnsan kendi kendine yetemez ve gelişmez. Kimse yalnızlığa mahkum değildir,yalnızlık tercihtir. Yalnızlık hüzün ve bunalım. İnsanın kendine yaptığı ve yapmaya da devam edeceği en büyük kötülüktür. Her ne sebeple tercih edilmiş bir seçim olunursa olunsun pişman olunacaktır. Belki biraz polyannacı davranıyorum ama bana kalırsa hiç başlamamalı ve de düşünülmemeli.